Yeni bin yılın üzerinden ne çabuk 8 yıl gibi uzun sayılabilecek zaman geçti. Sadece yeni bin yıla girmemizin üzerinden 8 kere 365 gün geçti…
Bediuzzaman, Mevlana Cami’den yanılmıyorsam nakletmişti;
Günde bir taşı binayı ömrümün düştü yere
Can yatar gafil, oldu viran bi haber…
Zaman su gibi akıp giderken, gerçekten de ömrümüzü tükettiğimizin ne yazık ki farkında değiliz. Ömür sermayemizi kaybetmeden insanlık ailesi için hayırlı hizmetler, faydalı çalışmalar yapmamız gerektiğine inanıyorum.
Evet, miladi takvime göre bugün yeni bir yılın ilk günü. 2009 yılının insanlık ailesi için barış, sevgi ve hoşgörü yılı olmasını diliyor, tüm okurlarımın, şu acizane olarak kaleme döktüğüm ifadeleri okuyan herkesin yeni yılını en güzel duygular ve temennilerle kutluyorum.
Saygıdeğer Okurlar, 2009’a gerçekten de buruk giriyoruz. Dünyanın pek çok ülkesinde insanlık ailesi büyük acılar yaşarken, neşe içerisinde olmak gelmiyor içimden. Yılbaşı kutlamalarından zaten oldum olası uzak olan biriyim. Acıların son bulması için sadece dua etmek geldi elimden.
Ortadoğu’nun satranç tahtasına dönen coğrafyasında oynanan talihsiz oyunlar, sergilenen vahşetlerden gına geldi. Ama heyhat, bir türlü gaflet uykusundan uyanıp, gerçekleri göremiyoruz…
Bakınız, Filistinli çocuklar yeni bir yılı ağır bombalar altında karşılıyorlar. Uzun süredir İsrail’in ablukası altında bulunan, gıda ve ilaç ambargosu nedeniyle perişan olan Filistinlilerin evleri başlarına yıkılıyor.
Filistinlilerin Arap olduğunu unutan gafil insanlara ne diyebilirim ki? Gözleri kör olduğu kadar kalpleri de kör olanların beni anlaması için zaman değirmeninin dönmesini beklemekten başka ne yapabilirim ki?
Değerli Okurlar, yeni bir yıla girerken güzel bir yazı yazmak isterdim. Ancak İsrail vahşeti sürerken, hamasi nutuklarla aldatılmak istenen toplum gerçeğimiz karşısında gerçekleri dillendirmeyi uygun buluyorum. Başbakan sayın Recep Tayip Erdoğan, İsrail karşıtı demeçler veriyor vermesine, ama beri tarafta bu gaddar ülke ile olan iyi ilişkilerini sürdürüyor. Küfeliler, Hz. Hüseyin’i memleketlerine davet ederken, Zalim Yezit’in safında durmaktan çekinmiyordu. Bu gerçeği Hz. Hüseyin’e anlatanlar şöyle söylemişti: “Onların dili sizinle, kılıçları Yezitle.” Ülkemizin durumu da buna benziyor. Ülkemin Başbakan’ı Filistinlileri savunuyor, İsrail’i sert şekilde eleştiriyor, insanlık suçu işlediler diye azarlıyor. Ama İsrail’e askeri, ekonomik ve stratejik ilişkileri gözden geçirme gereği bile duymuyor…
Bazı Yazarlar bu gerçeğe şöyle işaret etmişler. İşte Milliyet Gazetesi Yazarı Güneri Civaoğlu’nun önceki günkü ifadelerinden:
“Gazze’yi bombalayan İsrail pilotları, jet uçaklarıyla eğitim uçuşlarını nerede yapıyor?
Konya’da...
Türkiye’nin terörle ve özellikle PKK ile mücadelede başta pilotsuz uçaklar olmak üzere, ileri teknoloji ürünü aparatlar nereden alınıyor?
İsrail’den...
İsrail’e Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilerinde Mısır ve Ürdün’le birlikte hangi ülke omuz veriyor?
Türkiye...
Ermeni lobisine karşı Amerika’da ve Avrupa’da Türkiye’nin yanında yer alan, dünyanın en güçlü lobisi nedir?
Musevi lobisi...
Türkiye dış politikasının endeksli olduğu ABD’nin siyaset, finans, medya ipleri kimlerde?
Musevilerde...”
İşte Hürriyet Gazetesi Yazarı Yılmaz Özdil’in sözleri: “Bir yandan ‘stratejik ortağım’ diyeceksin, öbür yandan ‘stratejik ortağın’ ABD’nin emmioğlu İsrail’e höt zöt yapıyormuş gibi görüneceksin… Anca cahil cühelanın yiyeceği ‘hamas’et edebiyatı’ değil de, nedir bu?”
Bir Yazar’ın daha tespitine bakalım. İşte Bugün Gazetesi Yazarı Nuh Gönültaş’ın yorumundan bazı satırlar:
“Düşünebiliyor musunuz, belki de Gazze'yi bombalayan 40 uçak Türkiye hava sahasında eğitim uçuşlarını yaptılar.
İsrail denilen ülke ufacık bir yer. Savaş uçaklarının eğitimine müsait değil. Uçak havalandıktan birkaç dakika sonra başka ülke topraklarına giriyor. Onlar da Türkiye ile anlaşıyorlar. Konya'daki üstte her zaman İsrail uçakları var. Bu anlaşmayı Necmettin Erbakan başbakan olarak imzalamış ama bu anlaşma asıl 28 Şubat'ın Türkiye'ye kazığıdır. Türkiye'nin hem böyle anlaşmalar yapıp hem de İsrail'in Filistinlilere yaptıklarına karşı olması sizce ne ifade eder?
Efendim?”
Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir Genelkurmay Başkanı Org. İsmail Hakkı Karadayı, Refahyol hükümetinin işbaşında olduğu zamanda İsrail’i ziyaret etmiştir. Refahyol hükümetine eleştiriyi kabul etmeyenlere bir okur, resmi gazeteden şu belgeyi de değerlendirmesine katarak cevap vermişti: “Türkiye ile İsrail arasında 23 Şubat 1996 tarihinde imzalanan ‘Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşması’nın iptaline ilişkin alınmış herhangi bir karar bulunmamaktadır. Anılan Anlaşma, iki ülke arasında Askeri Eğitim İşbirliğini tesis etmeyi amaçlamakta olup, askeri eğitim kuruluşları arasında işbirliğinin prensiplerini kapsamaktadır. Bu tür anlaşmaların ruhunda karşılıklılık ve karşılıklı yarar esastır. Arz ederim. Milli Savunma Bakanı Namına Tuncer KILINÇ Korgeneral Müsteşar.”
Bu eleştiriler yukarıdaki ifadelerde ne kadar haklı olduğumun kanıtıdır. İsrail ve Türkiye arasındaki dostlukla ilgili bir anekdotu da yaygın basından aktarayım; “2. Dünya Savaşından sonra 1945 yılında kurulan Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın ilk icraatlarından birisi 1948’de Filistin toprakları üzerinde İsrail’i kurmak olmuştu. İsrail’i ilk önce ABD, ondan on bir saat sonra da ikinci devlet olarak Türkiye tanımıştır.”
Toplumun artık gerçekleri görmesi gerekiyor. Ortadoğu’da zulmün son bulmasını istiyorsak, gerçekleri görmeli ve irademizi kimseye teslim etmemeliyiz.
Tüm bu gerçekleri sadece biz değil Tüm dünya yakından izlerken malisef sadece izleyici olmaktan öteye gidemiyorlar.Buna müslüman ülkelerde dahil.Kanında azıcık acıma duygusu olan tüm insanlığı bomba yağmuru altında olan tüm bebeklerin yaşadıklarını hissetmeye davet ediyorum.Tüm insanlığı Saadet Partisinin koordine ettiği ve Çağlayan meydanında pazar günü saat 12:00'da yapılacak olan mitinge davet ediyorum..
Yeni yılın ilk yazısında bu gerçeği dillendirmek istedim. Umarım 2009 Yılının ilk saatlerinden itibaren bebeklerin üzerine bomba yağmadığı, kan ve gözyaşıyla dolu şehit haberlerinin, olmadığı , işşizlik nedeniyle insanların intihar etmediği, müslümanların zülme uğramadığı , bütün insanlığa Sağlık ve mutluluk ve barış dolu bir yıl diliyorum..
MURAT ERGÜN
ZEYTİNBURNUHABER GENEL YAYIN YÖNETMENİ