11 Ay’ın sultanı diye tavsif edilen mübarek ramazan Ay’ı ülkemizde dolu dolu yaşandı elhamdülillah.Eskilerin deyimiyle tam bir ramazan iklimi yaşandı. Öyle ki sene boyu dini aktiviteleri pek de göremeyen televizyonlar, radyolar, gazeteler ramazanı önemsediler ve çeşitli yayınlarla o iklime katkıda bulundular. Bana da bu olayda hizmet etme imkanı doğdu ve üç farklı televizyonda sahur programlarına konuk olarak katıldım. Dini ve tasavvufi konularda görüşlerimi seyircilerle paylaştım. Hemen ilk sahur programında tv net de sahur programına katıldım.
15 temmuz da ramazanın 18.gecesi kanal d televizyonunda 23 temmuzda kadir gecesinden bir gece evvel ise tv 8 de program konuğu idim ve üç televizyonda da ramazan, oruç, iman, veliler ve genel hatları ile tasavvufi konularda bana ayrılan süre zarfında konuşmalar yaptım. Ayrıca genel olarak ramazan boyunca dostlarla sohbet ettik.Bayram ise hakikaten sevinilmesi gereken zaman dilimidir. Allah c.c. itaat eden kullarına daha dünya da iken ödüllendirmesi ve sevindirmesi iken biz mahzun geçirdik.
Filistin de Gazze de çoluk çocuk vahşice katlediliyor ve bizler ancak buğz edebiliyorduk. Bu konularda görüşlerimi “sahipsiz Müslümanlık” adlı yazımda belirtmiştim. Onun için tekrar etmiyorum.
İnşallah gün gelir Müslümanlığın sahibi vazifesini yapar duruma gelir. Toplumun bayramda bir kısmı tatile gitse bile ziyaretleşme ve bayramlaşma yaparak geleneği yaşattı.10 ağustos ise demokrasinin bayramı olan seçime sahne oldu. İlk defa Cumhurbaşkanı’nı halk seçti .benim R.T.E hakkında ki görüşlerim önceki yazılarımda belirtilmiştir.
Bu halkı bir kez daha tebrik ediyorum ferasetinden dolayı.Her türlü kara propaganda ya ve yanıltma çabalarına rağmen isabet ettiği için. Onların bu feraseti karşı ve muarız gibi olanlarında geleceğini olumlu etkileyeceği için bugün onlara kızanlar yarın müteşekkir olacaktır. Fakat insani olan bir şey şu ki tarafgirler daima kendi tarafının başarmasını ister. Bu da hoş görülür. Türkiye’nin geleceği parlak elhamdülillah.
Ümitli olmak için çok sebep var…