12 Eylül tarihinde Türkiye için büyük önem taşıyan yeni bir Anayasayı oylayacağız. Doğrusunu söylemek gerekirse kim neden “Evet” veya neden “Hayır” diyeceğini çok da fazla bilmiyor. Zaten meydanlarda da tane tane neden “Evet” veya “Hayır” denilmesi gerektiğini ilişkin açıklama yapılmıyor. Siyasetin seviyesi her zaman olduğu gibi çok çok aşağılara çekiliyor ve büyük bir gürültü ve uğultunun arasında kimin ne söylediği de bir türlü anlaşılamıyor.
Anayasa Değişikliği ve Halk oylaması değil de sanki Genel Seçim arifesinin yaşıyoruz. Herkes oy rantının peşine düşmüş. Başbakan Malatya’da konuşuyor, Gandi Kemal Antalya’dan cevap veriyor, Bahçeli Düzce’de değerlendiriyor. Hani Anayasayı oylayacaktık. Meydanlarda anayasa halka anlatılacaktı. Nerede kaldı. Yine seviyesiz bir siyasetin meydanlardaki yüzünü izliyoruz..
Bu arada çok sürpriz olmayan bir buluşma. Eski düşmanlar dost oldu. Sarıgül-Baykal ikilisinin gidişi farklı oldu ama dönüşü nasıl olacak bilemiyoruz. Ya milleti yarı yolda bırakarak fareler gibi gemiyi önce terk eden Sarıgül’ün Baykal ile buluşmasına ne demeli? Dün, birbirlerine söylemedikleri söz kalmayan ikiliyi sizce hangi güç veya güçler bir araya getirdi? Yoksa yeni senaryolar mı var?
Türkiye’de siyasetin her zaman çok seviyesiz olduğunu hepimiz biliyoruz ama Sarıgül ve Baykal’ın seviyeyi bu kadar düşüreceğini hiç beklemezdim doğrusu. Baykal’ı bilmem ama bana göre Türkiye’de Mustafa Sarıgül olayı bitmiştir. Belki milletvekili, belediye başkanı veya başka bir göreve gelebilir ama halk nezdinde bitmiştir.
Referandum olayı ayrıca muhalefet partileri için de birer iç hesaplaşma günü olacak. Baykal ve Sarıgül’ün ben “Hayır” oyu vereceğine inanmıyorum. Zira verilen her “Hayır” oyu dolaylı olarak Kemal Kılıçdaroğlu’na da yarayacak. CHP’deki kinci muhalefet kanadının bunun altında kalmayacağını da düşünürsek sanırız sandıktan farklı bir sonuç çıkacak. Bu soruya Ak Partili bir vekilin verdiği cevap çok manidardı. Vekil, Baykal ve Sarıgül’ü kastederek, “Gerçek anlamda sosyal demokratlarsa “Evet oyu vereceklerine inanıyorum” dedi.
Aynı şeyi MHP kanadı için de söylemek doğru olur. Bahçeli ve yanındakine kırgın olan bazı MHP’lilerin bile 12 Eylül tarihinde “Evet” oyu vereceği söyleniyor. Söylenenler, atılıp yakılanlar bir yana sandık başına giden herkes vicdanı ile baş başa kalacaktır. Sandıktan AK Parti çok güçlü bir şekilde çıkarsa MHP ve CHP genel başkanlarını çok zor günler bekliyor. Aynı şey Ak Parti ve Tayyip Erdoğan içinde geçerli eğer Hayır oyları önde çıkarsa Ak Parti ve Başbakan Erdoğan’ı Bahçeli ve Gandi Kemal’den daha zor günler bekliyor.
Sandıktan beklenmedik bir sonucun çıkmasını ise Baykal ve Sarıgül taraftarları dört gözle bekliyor. Zira kılıçların yeniden çekilip sahneye çıkılması için yeni şartların oluşması gerekiyor. Ne demişte Kenan Evren: Darbe ortamının oluşması için şartların oluşmasını bekledik…
Bize de bizim seçtiklerimize de yazıklar olsun… Herkes darbe ve darbecilerden şikayetçi ama 30 yıldır 6 tane darbecinin ayaküstü hazırladığı anayasayı değiştirememişiz. Sizin ne düşündüğünüzü bilmem ama ben siyasi düşünmeyen sade bir vatandaş olarak yeni oylanacak olan Anayasanın tüm eksiklerine rağmen 6 darbecinin hazırladığı Anayasadan daha iyi olacağını düşünüyorum. Eksikleri varsa “Meclis eksik yapmış” der, hiç değilse darbecilerin hazırladığı Anayasa ayıbından kurtulmuş oluruz…
11 Ayın Sultanı Ramazan-ı Şerif’in Tüm İslam Alemine hayırlar getirmesi dileğiyle, KALIN SAĞLICAKLA..