7 Haziran da millet sandığa gitti ve çok yüksek bir katılımla seçimi gerçekleştirdi.
Bir partinin ezici çoğunluk sağladığı iller dışında adil ve düzgün bir seçim olduğunda şüphe yoktur. Bahsi geçen illerde daima özgürlükten ve mağduriyetten dem vuran parti vatandaşa adeta kök söktürerek başka partilere oy vermesini engellediğine seyahat ettiğim bölgelerde bizzat şahit oldum.
Bu mesele devlet yönetimince mutlaka ele alınmalı ve halledilmelidir. Ben gönüllü tercihe saygı duyan biriyim. Zorbalığa ise kesin hayır diyorum. Bu seçimde 2002 yılında daha yeni okula başlama yaşında olan üç milyon genç te oy kullandı ve onlar gelişme çağlarında Türkiye de ki koalisyon uygulamalarını görmediler.
Halbuki bizim partilerimiz ve onların mensupları bir fikri birlik olmaktan çok bir tabu (kendilerince kutsal bir varlık) gibi partiye bakıyorlar ve gençler belki de bunu bilmiyorlar.
Bu anlayış asgari müştereklerde bir araya gelip hükümet etmede en büyük engeldi ve bu günde aynı engel devam ediyor. Hani seçimde iktidara 4 koldan saldıran üç muhalefet toplam oyda hükümet kurmaya yetiyor.
Gelin bir araya topluma güzel bir uzlaşma örneği verin kurun hükümeti. Fakat görüyoruz ki menfi de yani olumsuzda ittifak edenler olumluya katiyen yanaşmıyorlar. Bunun böyle olduğunu benim gibi yaşı uygun olanlar elbette biliyorlardı. Bilmeyenler için ise biraz pahalı da olsa görülme imkânı doğdu. İktidar partisine gelince merhamet maraz doğurur diye bir sözümüz var. Aman çözüm süreci zarar görmesin diye görmezden geldiğiniz örgüt şımarıklığı işi zıvanadan çıkardı ve doğunun bir kısmı ve gene güneydoğunun bir kısmında ciddi oy kayıpları oldu.
Bunu gören bazı taraftarlarınız yumuşak yataklarından bu illerde kelle koltukta hayat sürdüren insanlara hakaret ettiler ki bu hem çok ayıp bir şeydir hem de haksızlıktır.
Senin adaylarının doğru dürüst propaganda imkânı bulamadığı yerlerde vatandaş canını tehlikeye atarak sana oy veriyor bunu biliyor musun?
Ayrıca Türkiye‘nin diğer yerlerinde ki oy kayıpları da irdelenmeli. Bu gelen ikaz tokadı ile muhasebeye tabi tutulmalı ve bu millet kadrimizi bilemedi zırvasına kapılmadan hatalarımız ne idi diye bir iç muhasebe yapılmalıdır. Bir kere şu bilinmeli kendi içinde huzur ve dayanışma sağlayamayanlar vatandaşa güven vermezler. Mutlaka iç çatışmalar bitmelidir.
Ayrıca bilhassa parti yöneticileri il, ilçe başkanları ve de belediye başkanları halkla iletişim de ki aksayan yönleri masaya yatırmalı; yeni yöntemler geliştirmelidir. Mahalli teşkilatlar genel merkezi doğru bilgilendirmeli aday tespitlerin de ki fahiş hatalar tekrar etmemelidir.
Seçimden önce Diyarbakır’ dan ziyaretime gelen bir heyet bana aynen şöyle dedi:
"şayet ak partiye Diyarbakır kaybettirilmek istense idi böyle bir liste yapılırdı. “bunun gibi nice hatalar mesela mütedeyyin bir il olan Bingöl e başı açık bir bayanı 1.sıra adayı yapanlar Edirne ye ise başı kapalı bir bayanı aday gösteriyorlardı ki işi bilenler burada ki tuhaflığı anlar.
Benim gibi herhangi bir partiye angaje olmayan ama memleketin istikrarına titreyen insanlar yeri gelince dost acı söyler kabilinden bir şeyler söyler buna kimse kızmasın.
Beğenirseniz söz ortaya söylenmiştir sizde alın beğenmezseniz sözümüz bize aittir.
Allah Edirne den Hakkâri ye bu millete huzur ve mutluluk versin. Etrafımız da ki yanan ateşten korusun. Biraz feraset lütfen. ADEM TOPAL