Değerli okuyucularımız,bu satırların yazarını bilirler ben aktüel politika ile direkt ilgisi olmayan bir insanım.çünkü politika ile aktif ilgilenenler mutlaka bir partiye angaje olurlar ve bu da taraf olmayı getirdiği gibi doğruya doğru;yanlışa yanlış demeyi zorlaştırır.çünkü bu işin mantığında bir şey vardır o da tuttuğu parti ya da politikacı daima doğru işler yapar.
Karşı olduğu politikacılar ise hep yanlış işler yaparlar.
Bu bizim anlayışımıza ve aldığımız terbiyeye zıttır.
Biz millet ve ülke adına kim doğru yapıyorsa o nu teşvik ve tebrik ederiz. Bundan da hepimiz kazanırız. Kim de yanlış yapıyorsa o nun yanlışlığını çekinmeden söyleriz. Bu da hepimizin hayrınadır.
Her ülkede böyle insanlara,tarafgir insanlardan daha çok ihtiyaç vardır.
Ülkesini seven yöneticiler kendilerini her ne yaparlarsa yapsınlar yaşa varol diye alkışlayanlardan ziyade usturuplu bir üslupla yerinde ve zamanında yanlışını ve eksiğini hatırlatan,doğruları içinde tebrik edenleri severler yahut sevmeliler.
Çünkü bu insanlar aslında hem o yöneticileri hem de ülkesini gerçekten seven insanlardır.
Bir önceki yazımda seçim gelirken nasıl bir milletvekili özlediğimi kısaca yazmıştım ve bu konuda ümidimi seçim sonrası yapılacak anayasa ya bağlamıştım.
Bu seçimde ise biz oy verenler açısından güvendiğimiz bir liderin seçtiği liderin tesbit ettiği listeye oy verileceğini söylemiştim. Belli ki iyi anlaşılmamış.
Halbuki yazıda ne ne lider ismi var ne de parti ismi. Kişi hangi lidere güveniyorsa o nun listesine ve partisine oy veriyor demek istediğimiz aşikardır.
Bundan dolayıdır ki genel seçimler ile mahalli seçimler de oy dağılımı farklı tecelli eder.
Çünkü yerel seçimler de adayları halk tanıdığı için, aday'a oy verme oranı çok daha yüksektir ama Büyük şehirlerde ki pek çok milletvekilini halk seçimden sonra bir daha görmez.
Çünkü o vekil buna ihtiyaç duymaz. O nu halk değil lideri seçmiştir. Küçük şehirler de ise böyle değildir.
Sebebi de bir oy'un dahi seçimi kaybettirdiği bilinir. Bu yüzden oralarda vekiller halk'a daha yakındır.
Ümidimiz o ki yeni anayasa ile bütün şehirler de her aday seçmeni tarafından daha iyi tanınır. Bu da daha öncede söylediğim gibi kimseye yaranma derdi olmayıp hizmet derdi olanları seçtirir.
Şimdi bu yazı da buraya kadar yazdıklarımız bizim politik görüşlerimiz değil siyasi bakışımızdır.
Siyasi bir bakış herkes te olabilir.
Bu yönetme sanatıdır.
Bizim de siyasetimiz vardır ama kesinlikle partiler üstü bir bakıştır ve bu, insanı hürriyetini kullanma imkanına kavuşturur.
Fakat bir partiye kapılanırsanız artık hür değilsiniz.
Ancak o çizginin izin verdiği kadar düşünebilirsiniz ve konuşabilirsiniz.
Biz hürriyetimize düşkünüz ve böyle olunca çevremize daha faydalı olduğumuzu düşünüyoruz.
Vesselam…