Ve beklenen oldu halk seksen yedi yıldır önüne konulan engeli eline geçen ilk fırsatta yıktı. Bir referandum böyle geçti. Bundan sonra halka rağmen halk için bir şey yapılamayacağı gibi, halka hizmet etmesi gerekenlerin bürokrasiyi, yargıyı v.s. bahane etme imkanı ortadan kaltı.Kardeşim varsa hizmetine bir engel yap değişikliği mecliste kaldır maniyi denilecektir. Bundan dolayı siyasiler halka daha iyi hizmetler sunmaya mecbur olacaklardır. Hatta aralarında artık laf değil hizmet yarışı olacaktır. Şayet eski alışkanlıklarını sürdürmek isteyenler olursa sandıkta tasfiye edilecektir.    Bundan sonra türkiye vatandaşları gelişmiş demokrasilerde ne varsa aynısını devletinden isteyecek. Medeniyetin getirdiği her türlü hizmeti isteyecektir ve de hakkıdır, layıktır.    Çocuklarımız en üst düzey eğitim imkanlarını kullanırken manevi değerlerinin gelişmesinede kimse mani olamayacaktır. Kısaca benim devletim, benim manevi değerlerimden korkmayacaktır.Bir milletin ayakta kalmasının ve tarihe damga vurmasının yolu sağlam bir manevi değerler manzumesine sahip olmasıyla mümkündür. Hep beraber gördük ki birileri bu anayasa değişikliğinden son derece korktular. Bunlar yıllarca  elinde tespih, cebinde takke, rahlesinde kitap olduğu için insanları  hapislerde çürüten zihniyetin temsilcileri ya da gafletlerinden onlarla aynı duruma düşenlerdi.     Bu ne garip iştir. Devlet kitaptan korkuyordu, ışıktan korkanlar gibi. Fakat bir temiz süt emmiş vatan evladı çıktı 163. maddeyi 141 ve 142. maddelerle birlikte kaldırdı da bizi büyük bir utançtan kurtardı. (turgut özal )Yoksa gelecek nesillere kitaptan, takke ve tesbihten korktuğumuzu nasıl anlatacaktık. Bzim manevi hayatımıza baskı yapanlar buna razı olun  yoksa kominizm gelir diyorlardı. Bizi onunla korkutuyorlardı. Şimdi acaba kaç kişi türkiyede bir kominist partinin varlığını biliyor? Hatta bindemi yoksa onbinde birmi oy aldığını hatırlıyor. Hani kominizm gelirdi. Kaldıkı hamileri sovyetlerde çoktan tarih oldu.    Ben referandumu düşünürken bunları hatırladım. Hatta daha geriye giderek  Sultan Ahmet camisinin de içinde olduğu nice camilerin ahır olarak kullanıldığını, yasaklanan ezanı,hapislerde çürütülen yahurt idam edilen alimleri hatırladım. Ve inşaallah bundan sonra kimse bu şerefli millete böyle zulümleri reva göremez dedim. İnşaallah bir daha o kara günleri yaşamayacağız ve yeryüzünde hakkımız olan en şerefli mevkiye hür ve zengin bir halk, güçlü bir devlet ile geleceğiz.Ümitvarız...