SEYİTNİZAM KONAKLARI
ELİT YAPI

Tiroid Nodülünden Korkmalı Mıyız?

SAĞLIK 19.04.2013 - 00:24, Güncelleme: 19.04.2013 - 00:24
 

Tiroid Nodülünden Korkmalı Mıyız?

Son günlerin popüler konularından biri de giderek fazla sayıda rastladığımız tiroid nodülleri. Tiroid nodülü deyince kastedilen tiroid bezindeki bölgesel büyümeler,kitlelerdir.

Buna bazen hiçbir şikayeti olmayan bir kişide tesadüfen muayene ile, bazen görüntülemelerle, bazen de tiroid hastalığı olan kişilerde yaptığımız rutin kontrollerde rastlayabiliyoruz.Türkiye’de nüfusun yaklaşık %10’unda tiroid nodülü olduğu düşünülmektedir. Bu bir hastalık için oldukça büyük bir rakamdır. Tiroid nodüllerinin çoğu iyi huyludur. %6 gibi küçük bir oranda kanser gelişebilir.   Önemli olan bulunan nodülün kanser riski taşıyıp taşımadığına karar vermektir.Tiroid nodüllerinde başlangıçta muayene ile nodül saptanır. Ultrasonografi ile nodülün büyüklüğü, özellikleri belirlenir. Burada radyoloğun deneyimi çok önemlidir. Hormon sonuçları da göz önüne alınarak gereğinde sintigrafi ya da direk biyopsi uygulanabilir. Buna ilgili iç hastalıkları ya da endokrinoloji uzmanı karar verir. Sonuçta kanser riski taşıyan nodüllere cerrahi tedavi önerilir. Ancak tekrar belirtmek gerekir ki, nodüllerin kanserleşme riski düşüktür ve toplumda sıklıkla görülür. Eğer siz de tiroid nodülü sahibi iseniz, dikkat etmeniz gereken en önemli nokta, takiplerinizi ve tedavinizi aksatmamanızdır. ATEŞTEN    KORKMAYIN 1-ATEŞ NEDİR? C: Ateş  vücudumuzun  normal  savunma  mekanizmalarından  biridir. Bir  belirtidir, hastalık değildir. Altta  yatan  hastalık  devam ettiği  sürece  olur. Hastanın  genel  durumu  ateşin  derecesinden  daha önemlidir. 2-KAÇ DERECENİN ÜZERİNE ATEŞ DEMELİYİZ? C: Bu ateşin ölçüldüğü yere göre değişir. Makattan (bebeklerde) yapılan ölçümlerde 38 derece ve üzeri, ağızdan 37.5, koltuk altından 37.2, kulaktan 38 derece ve üzeri yüksek ateş olarak kabul edilir. 3-EN GÜVENİLİR ATEŞ ÖLÇÜM YÖNTEMİ HANGİSİDİR? C: Ateş  ölçümü için önceleri cıvalı termometreler kullanılmaktaydı ancak  günümüzde bu yöntem, cıvanın yan etkileri nedeniyle (aletin kırılması nedeniyle cıvaya maruz kalma suretiyle) giderek terk edilmeye başlanmıştır. Artık elektronik aletlerle, dil altı, kulak ve en son temassız belli mesafeden ölçümler yapılmaya başlanmıştır. Hastanın yaşına ve genel durumuna göre seçim yapılır.  4- ATEŞ NE ZAMAN TEHLİKELİ OLUR? C:  Ateşin yüksekliği ile hastalığın ağırlığı arasında bir bağlantı yoktur. Örneğin, çocuklarda ateşin en sık nedeni olan basit bir viral enfeksiyonda 39-40 dereceye ulaşabilen bir ateş gözlenebilirken; çok ciddi, hatta ölümcül olabilecek kanser gibi kimi hastalıklarda hafif bir ateş gözlenebilir. Burada önemli olan hastanın genel durumudur.Genel durumu iyi olan, yani nefesi rahat,iştahı, yemesi,içmesi iyi olan, uykusu normal, sıkıntısız bir kişide ateş olması biz hekimler açısından rahatlatıcı, aciliyet olmadığını düşündüren bir durumdur. 5- ATEŞİN  NEDENLERİ  NELERDİR? C:  *Enfeksiyonlar: Bakteri, virüs, mantar…                                                                                                                   *Kanserler: Lenfoma, lösemi, organ, doku kanserleri… *Romatizmal (otoimmun) hastalıklar: SLE, Romatoid artrit, PAN… *İltihabi Hastalıklar (enflamasyonlar): Sarkoidoz, kronik hepatit, crohn, ülseratif kolit…  *Doku hasarı: Travma, pulmoner, serebral infarktüs, myokard infarktüsü, kas yıkımı, flebit…  *Akut metabolik yetmezlikler: Addison, tirotoksikoz, feokromasitoma… *İlaç ateşi: Bazı antidepresanlar, antibiyotikler, ritm ilaçları… *Post op ateş: Ameliyat sonrası yükselen ateş * Dehidratasyon ateşi: Büyük sıvı kayıpları sonrası ateş yükselir. * Nedeni bilinmeyen ateş 6- ATEŞİN SEYRİNE GÖRE HASTALIK TAHMİN EDİLEBİLİR Mİ? C: Bazı hastalıklarda ateş tipik bir seyir gösterir.Örneğin: Titreme ile ateşin birden yükselmesinde sıtma, zatürre, bademcik iltihabı, idrar yolları enfeksiyonları akla gelebilirken, titreme olmadan günden güne ateşin yükselmesinde tifo, brusella, tüberküloz gibi hastalıklar düşünülür. Devamlı yüksek seyreden ateşte ise kanserler, otoimmmun hastalıklar, romatizmal hastalıklar, bakteriyel endokardit akla gelebilir. 7- ATEŞTE VÜCUTTA BAŞKA NE GİBİ BELİRTİLER OLUR? C:  Ateşe neden olan hastalığa ve organa bağlı olarak bulgular çeşitlilik gösterir. Kabaca, titreme, üşüme, çarfıntı, yaygın vücut ağrısı, kırgınlık, halsizlik, bulantı, kusma, iştahsızlık, baş ağrısı, uyku bozuklukları, döküntüler, uçlarda renk değişiklikleri… gözlenebilir. 8- NEDENİ BİLİNMEYEN ATEŞ NEDİR? C: Ateş şikayetiyle kliniklere başvuran hastaların çoğunda kısa sürede ateşin nedeni bulunabilmektedir. Ancak bazı nadir hastalarda, hastalığı belirten özel bir bulgu olmadan  haftalarca süren ateş gözlenebilir. Yapılan tetkiklerle de bir sonuç elde edilemez. Bu tabloyu tanımlamak için, nedeni bilinmeyen ateş (NBA) ifadesi kullanılmıştır. NBA diyebilmemiz için hastada şu 3 kriter olmalıdır: 1- Süresi en az 3 hafta olmalıdır. Burada amaç virüslere bağlı enfeksiyonları, ameliyat sonrası atreşleri ve ilaç ateşlerini dışlamaktır. 2- Ateş en az birkaç ölçümde 38.3 derecenin üzerinde olmalıdır. Burada ise amaç genç kadınlarda belli dönemlerde  olan periyodik ateşi dışlamaktır. 3- Hastada mevcut verilerle ateşin nedeni bulunamamış olmalıdır. Hastanede yatarak yapılan incelemelerde 1 hafta içinde tanı konulamamış olmalıdır. 9-  NEDENİ BİLİNMEYEN ATEŞ NEDENLERİ NELERDİR? C:   Enfeksiyonlar, bağ dokusu hastalıkları, romatizmal hastalıklar, kanserler…olabilir. 10- ATEŞ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR? C: Ateşte tedavi öncelikle altta yatan hastalığa yönelik olmalıdır. Çok yükselemiş ateşte (39 derece ve üzeri) ateşi düşürmek için ilk olarak ortamın ısısı ayarlanmalı, hastanın üzerindeki fazla kıyafetler çıkarılmalı, kıvrım bölgelerine soğuk uygulama dediğimiz, ılık suda ıslatılmış temiz bir havlu, kumaş ya da pamuk konmalıdır. Alkol, sirke gibi cildi tahriş edecek sıvılar sürülmemelidir. Ilık bir banyo da ateşi düşürmeye yardımcı olur. Banyo yaparken hasta titremeye başlarsa su ısısı arttırılmalıdır, çünkü titremede ateş yükselir. Özellikle bebeklerde, küçük çocuklarda ateş konusunda daha dikkatli olunmalı, sıkı bir takip ve hızlıca tedaviye başlama yolu seçilmelidir. Dr. EBRU  ÖZTÜRK-İÇ HASTALIKLARI UZMANI
Son günlerin popüler konularından biri de giderek fazla sayıda rastladığımız tiroid nodülleri. Tiroid nodülü deyince kastedilen tiroid bezindeki bölgesel büyümeler,kitlelerdir.

Buna bazen hiçbir şikayeti olmayan bir kişide tesadüfen muayene ile, bazen görüntülemelerle, bazen de tiroid hastalığı olan kişilerde yaptığımız rutin kontrollerde rastlayabiliyoruz.Türkiye’de nüfusun yaklaşık %10’unda tiroid nodülü olduğu düşünülmektedir. Bu bir hastalık için oldukça büyük bir rakamdır. Tiroid nodüllerinin çoğu iyi huyludur. %6 gibi küçük bir oranda kanser gelişebilir.
 
Önemli olan bulunan nodülün kanser riski taşıyıp taşımadığına karar vermektir.Tiroid nodüllerinde başlangıçta muayene ile nodül saptanır. Ultrasonografi ile nodülün büyüklüğü, özellikleri belirlenir. Burada radyoloğun deneyimi çok önemlidir. Hormon sonuçları da göz önüne alınarak gereğinde sintigrafi ya da direk biyopsi uygulanabilir. Buna ilgili iç hastalıkları ya da endokrinoloji uzmanı karar verir. Sonuçta kanser riski taşıyan nodüllere cerrahi tedavi önerilir. Ancak tekrar belirtmek gerekir ki, nodüllerin kanserleşme riski düşüktür ve toplumda sıklıkla görülür. Eğer siz de tiroid nodülü sahibi iseniz, dikkat etmeniz gereken en önemli nokta, takiplerinizi ve tedavinizi aksatmamanızdır.

ATEŞTEN    KORKMAYIN

1-ATEŞ NEDİR?

C: Ateş  vücudumuzun  normal  savunma  mekanizmalarından  biridir. Bir  belirtidir, hastalık değildir. Altta  yatan  hastalık  devam ettiği  sürece  olur. Hastanın  genel  durumu  ateşin  derecesinden  daha önemlidir.

2-KAÇ DERECENİN ÜZERİNE ATEŞ DEMELİYİZ?

C: Bu ateşin ölçüldüğü yere göre değişir. Makattan (bebeklerde) yapılan ölçümlerde 38 derece ve üzeri, ağızdan 37.5, koltuk altından 37.2, kulaktan 38 derece ve üzeri yüksek ateş olarak kabul edilir.

3-EN GÜVENİLİR ATEŞ ÖLÇÜM YÖNTEMİ HANGİSİDİR?

C: Ateş  ölçümü için önceleri cıvalı termometreler kullanılmaktaydı ancak  günümüzde bu yöntem, cıvanın yan etkileri nedeniyle (aletin kırılması nedeniyle cıvaya maruz kalma suretiyle) giderek terk edilmeye başlanmıştır. Artık elektronik aletlerle, dil altı, kulak ve en son temassız belli mesafeden ölçümler yapılmaya başlanmıştır. Hastanın yaşına ve genel durumuna göre seçim yapılır. 

4- ATEŞ NE ZAMAN TEHLİKELİ OLUR?

C:  Ateşin yüksekliği ile hastalığın ağırlığı arasında bir bağlantı yoktur. Örneğin, çocuklarda ateşin en sık nedeni olan basit bir viral enfeksiyonda 39-40 dereceye ulaşabilen bir ateş gözlenebilirken; çok ciddi, hatta ölümcül olabilecek kanser gibi kimi hastalıklarda hafif bir ateş gözlenebilir. Burada önemli olan hastanın genel durumudur.Genel durumu iyi olan, yani nefesi rahat,iştahı, yemesi,içmesi iyi olan, uykusu normal, sıkıntısız bir kişide ateş olması biz hekimler açısından rahatlatıcı, aciliyet olmadığını düşündüren bir durumdur.

5- ATEŞİN  NEDENLERİ  NELERDİR?

C:  *Enfeksiyonlar: Bakteri, virüs, mantar…                                                                                                                  
*Kanserler: Lenfoma, lösemi, organ, doku kanserleri…
*Romatizmal (otoimmun) hastalıklar: SLE, Romatoid artrit, PAN…
*İltihabi Hastalıklar (enflamasyonlar): Sarkoidoz, kronik hepatit, crohn, ülseratif kolit…
 *Doku hasarı: Travma, pulmoner, serebral infarktüs, myokard infarktüsü, kas yıkımı, flebit…
 *Akut metabolik yetmezlikler: Addison, tirotoksikoz, feokromasitoma…
*İlaç ateşi: Bazı antidepresanlar, antibiyotikler, ritm ilaçları…
*Post op ateş: Ameliyat sonrası yükselen ateş
* Dehidratasyon ateşi: Büyük sıvı kayıpları sonrası ateş yükselir.
* Nedeni bilinmeyen ateş

6- ATEŞİN SEYRİNE GÖRE HASTALIK TAHMİN EDİLEBİLİR Mİ?

C: Bazı hastalıklarda ateş tipik bir seyir gösterir.Örneğin: Titreme ile ateşin birden yükselmesinde sıtma, zatürre, bademcik iltihabı, idrar yolları enfeksiyonları akla gelebilirken, titreme olmadan günden güne ateşin yükselmesinde tifo, brusella, tüberküloz gibi hastalıklar düşünülür. Devamlı yüksek seyreden ateşte ise kanserler, otoimmmun hastalıklar, romatizmal hastalıklar, bakteriyel endokardit akla gelebilir.

7- ATEŞTE VÜCUTTA BAŞKA NE GİBİ BELİRTİLER OLUR?

C:  Ateşe neden olan hastalığa ve organa bağlı olarak bulgular çeşitlilik gösterir. Kabaca, titreme, üşüme, çarfıntı, yaygın vücut ağrısı, kırgınlık, halsizlik, bulantı, kusma, iştahsızlık, baş ağrısı, uyku bozuklukları, döküntüler, uçlarda renk değişiklikleri… gözlenebilir.

8- NEDENİ BİLİNMEYEN ATEŞ NEDİR?

C: Ateş şikayetiyle kliniklere başvuran hastaların çoğunda kısa sürede ateşin nedeni bulunabilmektedir. Ancak bazı nadir hastalarda, hastalığı belirten özel bir bulgu olmadan  haftalarca süren ateş gözlenebilir. Yapılan tetkiklerle de bir sonuç elde edilemez. Bu tabloyu tanımlamak için, nedeni bilinmeyen ateş (NBA) ifadesi kullanılmıştır. NBA diyebilmemiz için hastada şu 3 kriter olmalıdır: 1- Süresi en az 3 hafta olmalıdır. Burada amaç virüslere bağlı enfeksiyonları, ameliyat sonrası atreşleri ve ilaç ateşlerini dışlamaktır. 2- Ateş en az birkaç ölçümde 38.3 derecenin üzerinde olmalıdır. Burada ise amaç genç kadınlarda belli dönemlerde  olan periyodik ateşi dışlamaktır. 3- Hastada mevcut verilerle ateşin nedeni bulunamamış olmalıdır. Hastanede yatarak yapılan incelemelerde 1 hafta içinde tanı konulamamış olmalıdır.

9-  NEDENİ BİLİNMEYEN ATEŞ NEDENLERİ NELERDİR?

C:   Enfeksiyonlar, bağ dokusu hastalıkları, romatizmal hastalıklar, kanserler…olabilir.

10- ATEŞ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

C: Ateşte tedavi öncelikle altta yatan hastalığa yönelik olmalıdır. Çok yükselemiş ateşte (39 derece ve üzeri) ateşi düşürmek için ilk olarak ortamın ısısı ayarlanmalı, hastanın üzerindeki fazla kıyafetler çıkarılmalı, kıvrım bölgelerine soğuk uygulama dediğimiz, ılık suda ıslatılmış temiz bir havlu, kumaş ya da pamuk konmalıdır. Alkol, sirke gibi cildi tahriş edecek sıvılar sürülmemelidir. Ilık bir banyo da ateşi düşürmeye yardımcı olur. Banyo yaparken hasta titremeye başlarsa su ısısı arttırılmalıdır, çünkü titremede ateş yükselir. Özellikle bebeklerde, küçük çocuklarda ateş konusunda daha dikkatli olunmalı, sıkı bir takip ve hızlıca tedaviye başlama yolu seçilmelidir.

Dr. EBRU  ÖZTÜRK-İÇ HASTALIKLARI UZMANI

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zeytinburnuhaber.org sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
bahis siteleri spor bahisleri yüksek oranlar banko iddaa tahminleri