SEYİTNİZAM KONAKLARI
ELİT YAPI

Kutlu Tıbbı Bitkiler Bahçesini yazdı

KÜLTÜR 29.06.2011 - 18:18, Güncelleme: 29.06.2011 - 18:18
 

Kutlu Tıbbı Bitkiler Bahçesini yazdı

Yenişafak Yazarı Mustafa Kutlu bugünkü köşe yazısında Zeytinburnu Tıbbi bitkiler bahçesini kaleme aldı. İşte Kutlu'nun kaleminden Zeytinburnu Tıbbı Bitkiler Bahçesi

Şifalı bitkiler kadimden bu yana insanların tecrübe ile kullandıkları bitkilerdir. Hepimizin evinde ıhlamur, nane-limon, kuşburnu, tarçın, adaçayı bulunur. Baharat kullanımı da hem beslenmede hem de sağlıkta çok eski zamanlardan bu yana gelen bir alışkanlıktır. Bu bitkiler ilaç hammaddesi olarak modern tıpta da kullanılmaktadır. Her malın satıcısı olduğu gibi sahtekârı ve şarlatanı vardır. Bu yüzden "şifalı bitkiler" e saldırmak, onları aşağılamak lüzumsuz, "alternatif tıp" terimi gereksizdir. Merkez Efendi hem bir tasavvuf ulusu, hem de devrinde meşhur olan bir hekimdir. Türbesi, Tekkesi, Çilehanesi, adıyla anılan mezarlık Zeytinburnu'ndadır. Zeytinburnu Belediyesi Merkez Efendi'nin maneviyatından feyz alarak onu semtin sembolü yaptı. Bununla yetinmeyip bir de "Tıbbî Bitkiler Bahçesi" kurdu. Ben bu bahçeyi hemen kuruluşundan sonra gezmiştim. Şimdi daha da gelişmiş. Uzmanları ve laboratuvarları ile genişlemiş. Bu bahçe İstanbul' da tektir. Belki de dünyada tektir. Mutlaka gidin görün. Televizyonda bir hekimin şifasını anlattığı bitkiyi orada görecek, isterseniz fidesini alacak, uzmanından özelliklerini dinleyeceksiniz. Zeytinburnu Tıbbî Bitkiler Bahçesi ve Sağlık Araştırmaları Merkezi bir de dergi çıkarıyor; "Sağlık-Çevre Kültürü". Dergi Merkezefendi Geleneksel Tıp Derneği tarafından hazırlanıyor. Editör: Murat D. Çekin. Sorumlu Müdür. Ahmet Özdemir. (Tlf: 0533 206 23 38). Bu ay derginin 5. Sayısı yayınlandı. Murat Çekin "takdim" yazısında şunları söylüyor: "600 yılı aşkın bir zaman önce İbn Haldun, az hareket, kötü hava ve gereksiz yeme yüzünden şehirlilerin göçebelere göre tıbba daha çok ihtiyaç gösterdiğini söylemişti. Yeryüzünde göçerliği sürdüren topluluklar çok azaldı. Bu hayatın izi sayılabilecek, yazın yaylaya çıkma, kışın ovaya inme şeklindeki döngü de giderek kayboluyor; hatta artık birçok şehirli için yaz, tersine, deniz seviyesine inme fırsatı olarak görülüyor. Göçerlikten yerleşik hayata geçmek insan hayatındaki ana hareketi ortadan kaldırdı. İnsanın bedensel hareketliliği, paradoksal biçimde, sanayileşme hayata hız kazandırdıkça daha da düştü. Yerleşik hayat, insanların soludukları havayı tazeleme fırsatını ellerinden aldı. "Hava tebdili" imkanı azaldığı için "tefessüh eden" havayı teneffüs etmek zorunda kaldılar. Yerleşik hayata zorlanan bir göçerin söylediği gibi, eskiden hastalık baş gösterince göç edip hastalığı arkalarında bırakıyorlardı, bundan mahrum oldular. Sanayileşme havayı kirletip zamanla iklimi değiştirince, insanın nefesi daha da daraldı. Tarım ile yerleşik hayat paralel gelişti. İnsanın, ehlileştirdiği bitkiler ve hayvanlarla tarımı geliştirmesi beslenme imkanlarını arttırdı. Kültürü yapılan bitkiler, tabiattan toplananlara göre genellikle daha az besin değeri taşıyordu. Besin kalitesini asıl düşürense, sanayileşmeyle artan tarım ve gıda işlemleri oldu. İnsanları besleyen tarım, nihai olarak, çok, az veya kötü beslenmeye de zemin hazırladı. İbn Haldun' dan bu yana şehirliler tıbbı "hakedecek" çok şeyler yaptı. Sanayinin getirdiği ile götürdüğü tartışıladursun, çözüm için tıbba başvurdukça, tıp da nimeti ve külfeti ile büyük bir sanayi oldu. Meseleler büyük ölçekli hale gelse de, merkezinde tek tek bizler varız. Yeryüzündeki tarım ve gıda rejimi de kişisel rejimlerimizden bağımsız değil. Dünyadaki beslenme dengesizliklerinin azaltılmasına kişisel bir katkı olarak belki ilk yapabileceğimiz, daha az tüketmek, daha ölçülü yemek." Konuya ilgi duranlar bahçeyi görmeli, dergiyi takip etmelidir. Bu sayının ilk yazısı "Gıda güvenliği" ile ilgili. Çok faydalı bir yazı. Ardından enfeksiyon hastalıklarında, vücut direncinin doğal olarak artmasında, soğuk algınlığı ve gripte koruyucu, tedavi edici olarak kullanılan "Ekinezya" nın tanıtımı geliyor .Ardından şu yazılara yer verilmiş: Sinir Sistemi rahatsızlıklarında bitkilerle tedavi; Anadolu florasında ekonomik değeri olan bazı bitkiler: Parfümlerin sırrı; Evde doğuya yer ayırmak; Devletlibaba köyü flora gezisi; Tarıma bağlı çevre kirliliği; İyi tarım uygulamaları; Değişen tarım ve besin değerleri; Genetiği değiştirilmiş organizmalar; Organik tarım; Permakültüre göre toprağı iyileştirmek; Fukroka ve doğal tarım; Doğal tarım ve doğal malzemenin felsefesi; Sürdürülebilir tarım; Tohuma kim hakim olacak; Organik pazarlar; bu sayının muhtevasını oluşturan yazılar. Dergi fotoğraflarla zenginleştirilmiş ve güzel mizanpajı ile göz dolduruyor. Bütün bu faaliyetleri yürüten Zeytinburnu Belediyesine ve başkanı Murat Aydın'a teşekkür ederiz
Yenişafak Yazarı Mustafa Kutlu bugünkü köşe yazısında Zeytinburnu Tıbbi bitkiler bahçesini kaleme aldı. İşte Kutlu'nun kaleminden Zeytinburnu Tıbbı Bitkiler Bahçesi
Şifalı bitkiler kadimden bu yana insanların tecrübe ile kullandıkları bitkilerdir. Hepimizin evinde ıhlamur, nane-limon, kuşburnu, tarçın, adaçayı bulunur. Baharat kullanımı da hem beslenmede hem de sağlıkta çok eski zamanlardan bu yana gelen bir alışkanlıktır. Bu bitkiler ilaç hammaddesi olarak modern tıpta da kullanılmaktadır. Her malın satıcısı olduğu gibi sahtekârı ve şarlatanı vardır. Bu yüzden "şifalı bitkiler" e saldırmak, onları aşağılamak lüzumsuz, "alternatif tıp" terimi gereksizdir.

Merkez Efendi hem bir tasavvuf ulusu, hem de devrinde meşhur olan bir hekimdir. Türbesi, Tekkesi, Çilehanesi, adıyla anılan mezarlık Zeytinburnu'ndadır. Zeytinburnu Belediyesi Merkez Efendi'nin maneviyatından feyz alarak onu semtin sembolü yaptı. Bununla yetinmeyip bir de "Tıbbî Bitkiler Bahçesi" kurdu. Ben bu bahçeyi hemen kuruluşundan sonra gezmiştim. Şimdi daha da gelişmiş. Uzmanları ve laboratuvarları ile genişlemiş. Bu bahçe İstanbul' da tektir. Belki de dünyada tektir. Mutlaka gidin görün.

Televizyonda bir hekimin şifasını anlattığı bitkiyi orada görecek, isterseniz fidesini alacak, uzmanından özelliklerini dinleyeceksiniz.

Zeytinburnu Tıbbî Bitkiler Bahçesi ve Sağlık Araştırmaları Merkezi bir de dergi çıkarıyor; "Sağlık-Çevre Kültürü". Dergi Merkezefendi Geleneksel Tıp Derneği tarafından hazırlanıyor.

Editör: Murat D. Çekin. Sorumlu Müdür. Ahmet Özdemir. (Tlf: 0533 206 23 38). Bu ay derginin 5. Sayısı yayınlandı. Murat Çekin "takdim" yazısında şunları söylüyor:

"600 yılı aşkın bir zaman önce İbn Haldun, az hareket, kötü hava ve gereksiz yeme yüzünden şehirlilerin göçebelere göre tıbba daha çok ihtiyaç gösterdiğini söylemişti.

Yeryüzünde göçerliği sürdüren topluluklar çok azaldı. Bu hayatın izi sayılabilecek, yazın yaylaya çıkma, kışın ovaya inme şeklindeki döngü de giderek kayboluyor; hatta artık birçok şehirli için yaz, tersine, deniz seviyesine inme fırsatı olarak görülüyor. Göçerlikten yerleşik hayata geçmek insan hayatındaki ana hareketi ortadan kaldırdı. İnsanın bedensel hareketliliği, paradoksal biçimde, sanayileşme hayata hız kazandırdıkça daha da düştü.

Yerleşik hayat, insanların soludukları havayı tazeleme fırsatını ellerinden aldı. "Hava tebdili" imkanı azaldığı için "tefessüh eden" havayı teneffüs etmek zorunda kaldılar. Yerleşik hayata zorlanan bir göçerin söylediği gibi, eskiden hastalık baş gösterince göç edip hastalığı arkalarında bırakıyorlardı, bundan mahrum oldular. Sanayileşme havayı kirletip zamanla iklimi değiştirince, insanın nefesi daha da daraldı.

Tarım ile yerleşik hayat paralel gelişti. İnsanın, ehlileştirdiği bitkiler ve hayvanlarla tarımı geliştirmesi beslenme imkanlarını arttırdı. Kültürü yapılan bitkiler, tabiattan toplananlara göre genellikle daha az besin değeri taşıyordu. Besin kalitesini asıl düşürense, sanayileşmeyle artan tarım ve gıda işlemleri oldu. İnsanları besleyen tarım, nihai olarak, çok, az veya kötü beslenmeye de zemin hazırladı.

İbn Haldun' dan bu yana şehirliler tıbbı "hakedecek" çok şeyler yaptı. Sanayinin getirdiği ile götürdüğü tartışıladursun, çözüm için tıbba başvurdukça, tıp da nimeti ve külfeti ile büyük bir sanayi oldu.

Meseleler büyük ölçekli hale gelse de, merkezinde tek tek bizler varız. Yeryüzündeki tarım ve gıda rejimi de kişisel rejimlerimizden bağımsız değil. Dünyadaki beslenme dengesizliklerinin azaltılmasına kişisel bir katkı olarak belki ilk yapabileceğimiz, daha az tüketmek, daha ölçülü yemek."

Konuya ilgi duranlar bahçeyi görmeli, dergiyi takip etmelidir.

Bu sayının ilk yazısı "Gıda güvenliği" ile ilgili. Çok faydalı bir yazı.

Ardından enfeksiyon hastalıklarında, vücut direncinin doğal olarak artmasında, soğuk algınlığı ve gripte koruyucu, tedavi edici olarak kullanılan "Ekinezya" nın tanıtımı geliyor .Ardından şu yazılara yer verilmiş:

Sinir Sistemi rahatsızlıklarında bitkilerle tedavi; Anadolu florasında ekonomik değeri olan bazı bitkiler:

Parfümlerin sırrı; Evde doğuya yer ayırmak; Devletlibaba köyü flora gezisi; Tarıma bağlı çevre kirliliği; İyi tarım uygulamaları; Değişen tarım ve besin değerleri; Genetiği değiştirilmiş organizmalar; Organik tarım; Permakültüre göre toprağı iyileştirmek; Fukroka ve doğal tarım; Doğal tarım ve doğal malzemenin felsefesi; Sürdürülebilir tarım; Tohuma kim hakim olacak; Organik pazarlar; bu sayının muhtevasını oluşturan yazılar.

Dergi fotoğraflarla zenginleştirilmiş ve güzel mizanpajı ile göz dolduruyor.

Bütün bu faaliyetleri yürüten Zeytinburnu Belediyesine ve başkanı Murat Aydın'a teşekkür ederiz
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zeytinburnuhaber.org sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
bahis siteleri spor bahisleri yüksek oranlar banko iddaa tahminleri