İstanbul`da kim, ne iş yapıyor?

Esnaf derneklerinin araştırmasına göre, balıkçıların büyük bölümü Erzincanlı. Birbirleriyle akraba veya komşu olan 3 bin Erzincanlı İstanbul`da balıkçılık yapıyor. Minibüsçüler Siirt`ten, inşaatçılar Çorum`dan, halıcılar Uşak`tan, pazarcılar Kars`tan, simitçiler Tokat`tan, fırıncılar Erzurum-İspir`den ve müteahhitler çoğunlukla Trabzon`dan çıkıyor. Hemşehri dayanışmasıyla balıkçılık yapanlardan biri de Erzincanlı Mustafa Gün. Türkiye onu AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso`nun İstanbul`daki Kumkapı Balıkçılar Hali`ni ziyareti sırasında tanıdı. Sakin ve kendinden emin tavırlarıyla Barroso`yu kısa sürede etkilemişti 44 yaşındaki balıkçı. Tabii ki 30 yıldır Kumkapı`da bulunan Gün`ün Barroso ile tanışması da bir tesadüften ibaret değil. Kimler yok ki onun hatıra defterinde; 1989 döneminin Başbakanı rahmetli Turgut Özal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve son olarak da Portekizli AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso. 14 çocuklu bir ailenin 10. çocuğu olarak dünyaya gelen Gün, 12 yaşına geldiğinde ekmek parası kazanmak için İstanbul`un yolunu tutar. Bir dönem hamallık yaparak ayakta kalmaya çalışsa da balıkçı arkadaşları onun aklını kısa sürede çelmeyi başarır. Her ne kadar balıkçılık yapmak istemese de kanı çeker, yöre mesleğine. Ancak Gün`ün hayatı dönemin Başbakanı Turgut Özal`la tanışınca değişir. Yağmurlu bir gün sandalda ağabeyiyle balık satarken, Özal, bu iki kardeşi fark edip aracını durdurur. Başbakan`ı karşısında görünce şaşıran gençler, Özal`a doğru yönelip elini öper. Erzincanlı gençleri sırılsıklam gören Başbakan Özal, "Islanmışsınız gençler, benden bir isteğiniz var mı?" diye sorar. Gün kardeşler de "Sayın Başbakanımız hâlimizi görüyorsunuz. Balık satacağımız kapalı bir hal istiyoruz." talebinde bulunur. Kısa süre sonra da balıkçılar hallerine kavuşur. Aradan yaklaşık 18 yıl geçmesiyle birlikte hal, birçok balıkçı için ekmek kapısı olur. Bunların çoğunluğunu da Erzincanlılar oluşturuyor. Barroso`nun balıkçıları ziyareti sırasında Gün ile arasında ilginç bir de diyalog yaşanır. Barroso, "Hepiniz İstanbullu musunuz?" diye sorduğunda Gün de "Hayır hepimiz Erzincanlıyız." şeklinde cevap verir. Gün, bu durumu şu sözlerle özetliyor: "Karadenizli denizde balığı tutar. Erzincanlı da karada satar." Fakat Mustafa Gün, çocuklarının balıkçılık mesleğini yapmasını ise istemiyor. Hemşehriler esnaf odalarında kaynaşıyor İstanbul Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği`nden bir yetkili, kentteki meslek gruplarında hemşehri birlikteliği hakkında kesin bir araştırmanın yapılmadığı, ancak genel olarak bu tarz bir yaklaşımın olduğuna dikkat çekiyor. İstanbul Umum Pazarcılar Esnaf Odası Genel Sekreteri Buket Özsanat ise üyelerinin ağırlıklı olarak Siirtli olduğunu söylüyor. İstanbul Yufkacılar ve Kadayıfçılar Odası Genel Sekreteri Sevgi Özgen de bu mesleği yapanların yüzde 98`inin Kastamonulu olduğunu belirtti. Fırıncılar Odası Başkanı Fahri Özer ise Rize ve Karabük`ün Eflani ilçesinin bu sektörde ağırlıklı olduğunu; ancak son dönemde Erzurum, Tokat, Adıyaman, Urfa ve Ordulu vatandaşların da bu mesleği yapmaya başladıklarını dile getirdi. İstanbul Kahveciler Odası`na göre metropoldeki kahvehaneleri işletenlerin çoğu ya Erzincanlı ya da Malatyalı. Ticaret: Kayserililer Simitçilik: Tokatlılar Fırıncılık: Rizeliler, Karabük Müteahhitlik: Karadenizliler Kahvehanecilik: Erzincan, Malatya Pazarcılık: Siirtliler Yufkacılar: Kastamonu Marangoz: Ordu, Kastamonu Kasaplık: Erzincanlılar Balıkçılar: Trabzon, Erzincan Kuruyemiş ve inşaat: Çorumlular Hemşehriler aynı semtte Siirtliler: Fatih, Kartal Karadenizliler: Fatih, Kartal Tokatlılar: Bağcılar, İkitelli Sivaslılar: Bağcılar, Okmeydanı Balkan göçmenleri: Bayrampaşa, Küçükçekmece Bayburtlular: Şirinevler Kastamonulular: Şehremini Karslılar: Esenyurt Giresunlular: Zeytinburnu Çorumlular: Sultanbeyli Sinoplular: Gültepe Bayram Kaya/Zaman