YAZIK BU ÇOCUKLARIMIZA
YAZIK BU ÇOCUKLARIMIZA
Sokaklarda hava karardıktan sonra mendil satan 7-8 yaşlarında çocuklar çoğalmaya başladı.
Sokaklarda hava karardıktan sonra mendil satan 7-8 yaşlarında çocuklar çoğalmaya başladı.
Evvelce okul çantaları içerisinde kantarını koyup, okul çıkışlarında tartı yapıp ana baba zoruyla eve para götürmek için gece yarılarına kadar çalışan öğrenciler görmeye alışmıştık. Son bir ayda ise saatlerin 21.30’u geçtiği zamanlarda bile 2.5 ve 4 yaşlarında kız çocuklarının köşe başlarında kantar başında tartılacak insan beklemelerine, insanların peşinden koşarak kağıt mendil satmaya çalışan 6 -7 yaşlarında kız çocuklarına görmeye başladık.
Kantarcı minik kızlar Hoca Ahmet Yesevi Caddesi ile Veliefendi Mahallesi 72/2 sokağın kesiştiği dört yol ağzında görebilirsiniz. 58 Bulvar Caddesi ve özellikle Depo Durağı bölümlerinde mendilci küçük çocukları da görebilirsiniz. Yazık bu çocuklara. Çocukları kaçırılan aileler yazılı ve görsel medyada gözyaşları içerisinde “ Çocuğumu bulun “ diye feryat ederken sanki bazı anne ve babalar bu çocukları aileye fazla geliyor gibilerde adeta kaçırılsınlar diye sokaklara salıyorlar. Bu nasıl bir anlayış, bu nasıl bir vijdandır? Bunlar nasıl bir ana babadır? Yakın zamanlarda fotoğrafladığımız birçok benzeri resim var. Fakat bu resimler bizce bin çok söze bedel.
MEHMET ALPAY YORUMLUYOR……
Sen üşüme çocuğum, senin titremene gerek yok. Bırak seni bu saatlerde kara sokaklara salıp 4 kişi tartıp 200 kuruş getirmen için bana bağıran anne ve babanın ruhu üşüsün. Neden bu kadar az para getirdin diye sana evinde tekme - tokat atanların kanları kendi damarlarında üşüsün.
Senin sosyal hakların var. Seni kantar başında gören öğretmenler, sosyalcılar, Aydın’lar var !!
Her zaman mevcut hükümetlere bu konular üzerinde saldıranlar var. Hesapta Sosyal Eğitmenler var. Seni gece yarısı tir tir titrerken gören üniformalılar da var. Onlar da yasaları biliyor. Çocuk kanunları var. Bir de CMUK icad etmişler suçlu çocuklar vesaire için. Haydaaaa !!
Senin neyin var ha, neyin var? Sen için için ağlarken gözyaşlarını gören mi var? Eyvah kimse tartılmadı; evde şimdi dayak var diye korkudan ve soğuktan titrerken senin bu duygularını düşünen ve yaşayan mı var? Bu ilçenin mülki amirleri de var. Yasalar yazan, tamimler yazan, eğitim camialarına senin gibi zorlamalarla çalıştırılan insanlara uygulanacak kanun yazan var. Peki söyle be çocuk, senin bunlardan hiç haberin var mı ?
Sen üşüme çocuğum, büyüyeceksin, belki de büyük adam olacaksın. Belki alnına yazıldıysa milletvekili olacaksın, belki de bakan olacaksın ve belki daha da ileri. Belki bilim adamı olacaksın. Biri, köy okullarında senin gibi yoksulluk içinde okudu, çantasız, deftersiz, önlüksüz okula gitti. O bakan bile oldu. Hatta özel ayakkabıları gazetelerde bile yayınlandı dünü unutarak.
Senin hakkını yedirenler gibi duyguların olmasın emi. Senin gibileri hiç düşünmezlik yapma emi. Sessiz hıçkırıklarını göm yüreğini. Ama o ılık ıslaklığı hiç ama hiç asla unutma emi !!
Sen üşüme çocuğum, belki seni “ Hadi sen üşüme, sana para vereyim, Bin arabaya da evine götüreyim” diyen biri çıkarak senin organlarını satacak ve cehennemde odun gibi yakılacak insanlarda var. Sakın aldanma emi. O zaman bunu hissedersen kaç oralardan, kantarını bırak da kaç. Seni sömüren duygulardan aklın kemale ermese de kaç oralardan ananmış, babanmış tanıma hiç. Sana bir deli şoför çarpmış, onların umurunda mı onların. Seni birileri kaçırmış, sonradan ağlamışlarmış mış mış. İçlerinden belki de zaten üç - beş dakikalık bir zevktendi diyecekler. İşte sen seni sokaklara salıp böyle düşünen annelerden babalardan kaç ve sığın senin haklarını koruyanlara doğru. Kaç kaça bildiğin kadar. Ama, seni var edenden, yaratandan asla kaçma emi.
HABER-FOTO:Mehmet ALPAY-ZEYTİNBURNUHABER.ORG
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.