‘Tarih, atı alıp Üsküdar’ı geçeni değil, çalınan atı geri alan Köroğlu’nu yazar’
‘Tarih, atı alıp Üsküdar’ı geçeni değil, çalınan atı geri alan Köroğlu’nu yazar’
16 Nisan referandumun ardından YSK’nın aldığı kararlar tartışmalara neden oldu. Sonuçların birbirine yakın olması bu tartışmayı daha da alevlendirdi. Türkiye Genelinde % 51,4 Evet Hayır % 48,6, İstanbul’da % 48,6 Evet Hayır % 51,4 Zeytinburnu’nda ise % 50,8 Evet Hayır % 49,1…
16 Nisan referandumun ardından YSK’nın aldığı kararlar tartışmalara neden oldu. Sonuçların birbirine yakın olması bu tartışmayı daha da alevlendirdi. Türkiye Genelinde % 51,4 Evet Hayır % 48,6, İstanbul’da % 48,6 Evet Hayır % 51,4 Zeytinburnu’nda ise % 50,8 Evet Hayır % 49,1…
CHP Zeytinburnu Metin Doğan Başkanlığında aylık olağan ilçe örgüt toplantısını yaptı ve Referandum sonuçlarının masaya yatırdı. CHP İle Başkan Yardımcısı Özgür Aydın, Zeytinburnu eski Belediye Başkanı Dr. Adil Emecan, Meclis üyelerinin de katıldığı toplantıda Başkan Doğan Zeytinburnu’nda çok ciddi bir başarı elde edilmiştir. Bir önceki seçim sonuçlarıyla karşılaştırıldığında HAYIR cephesinin temsilcisi CHP’ye yönelik ilçemizde büyük destek vardır. Eğer bu seçime şaibe düşürülmemiş ve eşit şartlarda yarışmış olsaydık Zeytinburnu’nda açık farkla HAYIR önde çıkacaktı.
Başkan Doğan açıklamalarını şöyle sürdürdü. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun kamuoyuna açıkladığı gibi Demokratların moralini bozmak için her türlü yola başvurdular. Ama biz kararlı bir şekilde sandığa gittik ve yüzde 50'nin üzerinde bir hayırı sandıkta ifade ettik Ama bu başarı tek başına CHP'nin başarısı değildir, demokrasiyi savunan herkesin ortak başarısıdır dedi.
Çocuklarınıza güzel bir miras bırakmak isteyen herkes sandığa akın etti. Seçim eşit şartlarda yapılmadı. Devletin bütün bürokratlarını kullandılar. Valileri, kaymakamları, savcıları, hakimleri kullandılar. Devlet, bir tehdit unsuru olarak vatandaşların karşısına çıktı. Devletin bütün mali imkanlarını kullandılar. Her türlü parayı harcadılar. Sadece paraları değil, sadece bürokratları değil, devletin arabalarını, televizyonlarını, uçaklarını, her şeyi kullandılar. Buna rağmen yılmadık, yolumuza devam ettik. Sadece bununla da yetinmediler. Olağanüstü hal uygulamasından yararlanıp bir kanun çıkardılar. Çünkü OHAL çerçevesinde çıkan kanun olduğu için AYM buna bakmam diyor. Özellikle havuz medyasının tek taraflı yayın yapmasına her türlü imkan sağladılar. Devletin televizyonu dışında tüm özel kanallar kendilerine çalıştı. Buna rağmen direndik, buna rağmen "hayır" oyunu verdik.Ne oldu biliyor musunuz? Kampanya "evet" için devlet kampanyası, hayır için millet kampanyası haline dönüştü. Devletin televizyonları, özel televizyonlar, devletin bürokrasisi, devletin yasalarıyla bizim elimizi, kolumuzu bağlamaya, sandığa gitmemizi engellemeye çalıştılar. Özel anketörler buldular, ceplerine paralar doldurdular. Bir gün önce açıklama yaptılar "Yüzde 60 evet" diye. Demokratların moralini bozmak için her türlü yola başvurdular. Ama biz kararlı bir şekilde sandığa gittik ve yüzde 50'nin üzerinde bir hayırı sandıkta ifade ettik dedi.
CHP İlçe Başkanı Metin Doğan, Bu bir demokrasi destanıdır. Hep birlikte yazdık bu destanı. Tabii, sivil toplum örgütlerine de teşekkür borcumuz var. Gecelerini gündüzlerine katıp sokak sokak gezen bütün sivil toplum örgütü üyelerine , örgütümüze yürekten teşekkür ediyorum. Demokrasiyi reddeden bir anayasa değişikliğinin meşruiyeti olmaz. 1982 yürürlükteki anayasası hala yürürlükte ama meşruiyetini herkes tartışıyor. Demokrasiyi yok eden bir anayasa değişikliği olamaz. Yürürlükte olabilir ama hep tartışmalı olacaktır. Bakınız 1982 anayasasına referandumda yüzde 91.4 "evet" çıktı. O dönem de Kenan Evrenler vardı, o dönem de il il geziliyordu, o dönem de "Hayır" diyenler cezalandırılıyordu. O dönem de medya özgür değildi. Bugün olduğu gibi. Demokrasi açısından geldiğimiz süreci vurgulamak için söylüyorum, bugün bu baskıcı anayasaya "hayır" diyenler yüzde 50'nin üzerinde.O dönemin koşullarıyla bu dönemin koşulları aynı. Ama o dönemin insanıyla bu dönemin insanı aynı değil. Değerli arkadaşlarım, geliyorum biraz daha düne. Referandum sonrası pazar günü hepimiz evlerdeyiz. Sandıklardan haberler almaya çalışıyoruz. Bir haber geldi, YSK mühürsüz oy pusulaları ve zarfları geçerli sayacak diye. Hemen arkadaşları aradım, "Doğru" dediler. Akşama doğru genel merkeze geldim ve bir basın toplantısı yaptım. YSK'yı uyardım. Referandumun meşruiyetine gölge düşürüyorsunuz dedim. O gün başka bir açıklama yapmadım. YSK kararından geri döner diye bekledim. daha henüz sayımlar, oylar bitmemişti. Değerli arkadaşlarım, YSK yasaları çiğnemiştir. YSK, üstüne düşen görevi yapmamıştır. YSK, gücünü anayasadan değil belli bir siyasi otoriteden almaktadır. Bu güç, güç değildir. Mühürsüz oy pusulaları geçersizdir diye kanun var. Bunu anlamamak için aptal olmak lazım. Mühür bir güvencedir. Bir hakkın güvencesidir. Mühürün varlık nedeni de zaten odur. Siz bütün bu gerçekleri reddederek mühürsüz pusulaları, mühürsüz zarfları geçerli sayıyorsunuz. Bütün analizlerde bu seçimin mühürsüz seçim olduğunu herkes kabul edecektir. Bütün dünya kabul edecektir. Bu seçim mühürsüz seçimse, hiç kimse unutmasın söyleyecek söz bitmemiş anlamına gelir. Mühür yoksa sözümüz bitmemiştir. Ve şunu da kimse unutmasın; Tarihi Üsküdar'a geçen, çalınan atını geri alan Köroğlu'nu yazar. Tarih, atı çalan hırsızları asla yazmaz dedi.
ZEYTİNBURNU HABER GAZETESİ-ÖZEL
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.