Doğan: AK Partili Belediyeler Ölü sevici

‘ZEYTİNBURNU’NDA YATIRIMLAR HİZMETE DEĞİL BAŞKA CÜZDANLARA AKTI’ Kürsüye ilk olarak CHP İlçe Başkanı Metin Doğan çıktı. Doğan şu açıklamaları yaptı. 2015 Yılı faaliyet raporu, geçen Perşembe Zeytinburnu Belediyesi meclis toplantısında görüşüldü. Belediye Başkanlığı yaklaşık 150 sayfalık 2015 yılına ait faaliyet raporunu sundu. Özü itibari ile biz, bugün Zeytinburnu Belediyesinin 2015 yılı faaliyet raporunu değil, 17 yıllık faaliyetini değerlendirmek zorundayız. Bu 17 yıllık  faaliyet sonucunda ortaya çıkan tablo maalesef hüzün vericidir. 17 yıllık belediye bütçesi ile Zeytinburnu’nda yapılan hizmet ve yatırımlar arasında ciddi bir dengesizliğin, uyumsuzluğun olduğu ve makasın açık olduğu görülmektedir. Bu bütçe ile Zeytinburnu’nu baştan aşağıya yeniden yapılandırılma imkânı varken, maalesef yapılan yanlış tercihler, yatırımların hizmete değilde başka kasalara, keselere, cüzdanlara akması sonucu, Zeytinburnu’muz bir cehennem çukuruna dönüştürülmüştür. ‘AKP BELEDİYELERİNİN KENTİ YÖNETİRKEN REFERANSLARI RANT VE KÖŞEYİ DÖNME’ Zeytinburnu’muz, Çile içinde yaşayan, mutsuz insanların kenti haline dönüşmüştür. Bir tarafı deniz, bir tarafı E-5 karayolu, bir tarafı tarihi sur bandı, bir tarafı tarihi çırpıcı çayırı, bir tarafı tarihi Topkapı havzası ile sarılı güzelim ilçemizden yarattığınız tablo sonucu, insanlar evlerini barklarını satarak çevre ilçelere göç ettiler. Zeytinburnu’muzu yönetirken, bilimi, illimi,aklı, feni ve ilmi referans almadınız. Sizin referansınız, deneme yanılma yolu ile yap-boz yolu ile ve el yordamı yolu ile hizmet etmek oldu. Siz kenti yönetirken sizin referansınız rant, vurgun, köşeyi dönme, doğanın yeşili değil doların yeşili oldu. Bu anlayıştır ki, Zeytinburnumuzu yaşanamaz, sorunlarını çözemez bir kente dönüştürdü. Hepiniz, hepimiz lunaparklara gitmişizdir. O lunaparkın bir bölümünde                                                              bir fasit daire içinde çarpışan arabaların olduğunu biliriz.  Zeytinburnu’nu keşkemeş, hukuğu olmayan, disiplini olmayan, yönü olmayan, yasası olmayan, o çarpışan arabalar bölümündeki gibi başıboş bir ilçe haline getirdiniz. ‘ZEYTİNBURNU’NUN YARI AÇIK CEZAEVİNE DÖNÜŞTÜRDÜLER’ Zeytinburnu’muzdan evini barkını satıp kaçanlar kaçtı gitti. Şimdi Zeytinburnu’nu esir kampına dönüştürdünüz, Zeytinburnu’nu yarı açık cezaevi haline getirdiniz. Sağlıklı insan, sağlıklı yaşam, sağlıklı bir gelecek bırakmadınız. Kentin ekolojik ve doğan dengesini bozdunuz. Sahil ile kentin arasına Çin Seddi, ucube ucube gökdelenler ve füzeler yerleştirdiniz.  Denizden gelen hava akımının önünü kestiniz. Tarihi surları tahrip ederek gölgede bıraktınız. Gözleriniz bir santimetre yeşil alana takıldığında, beyniniz ve gözünüz hep doların yeşili ile kamaştı. Deprem aktarma bölgelerini, vicdanınız ve yüreğiniz sızlamadan kendinize, yandaşlarınıza villalar, akıllı konutlar ve ultra lüx daireler yaptınız. Birinci derece deprem kuşağı üzerinde oturan bir ilçe olduğumuzu bile bile deprem gerçeğine sırt çevirdiniz. ‘KENTSEL DÖNÜŞÜM YAPMADILAR KEFEN VE TABUTLAR ÜZERİNDEN RANT DEVŞİRDİLER’ Kefenler ve tabutlar üzerinden rant devşirdiniz. Doğal afet olan deprem gerçeği üzerinden ölü soyuculuğu yaptınız.Bu memlekette deprem olduğunda enkaz altında kalan ölülerin parasını, pulunu ve değerli mücevheratını çalmaya giden hırsızların olduğu gerçeğini bir tarafa bırakırsak, siz de o enkaz altında kalan ölülerin ya da ölü adaylarının arsalarına, evlerine göz diktiniz, ellerinden aldınız ve ölü soyuculuğunun dik alasını yaptınız. Zeytinburnu’nda hayat var , yaşam var dediniz ve her tarafı bununla süslediniz. Gerçekten bu konuda hakkınızı teslim etmek lazım. ‘ZEYTİNBURNU UYUŞTURUCU TİCARETİ VE FUHUŞUN MERKEZİ HALİNE GETİRİLDİ’ Yaşam, hayat belirtileri bizim ilçemizde olduğundan daha fazla. Öyle bir canlılık var ki, dünyanın bütün dilleri ve hatta lehçeleri bütün sokaklarda konuşulur halde. 58 bulvar caddesinden aşağı doğru yürüdüğümüzde Türkçe konuşan ya birkaç kişiye rastlarsınız ya rastlamasınız. Öyle bir canlılık var ki, uyuşturucu trafiğinin merkezi, uyuşturucu baronlarının yatağı, hap satıcılarının sokağı, fuhuş ticaretinin merkezi haline getirdiniz. Öyle bir canlılık var ki, kaçak insan tacirleri, can yeleği imalatı, Avrupa’ya göçmen sevkiyatı ilçemizden yapılır hale geldi.Öyle bir canlılık var ki, kentsel dönüşüm projesi adı altında hepimiz filmlerden de hatırlarız; eskiden para kazanma hırsı ile altın ve maden aramaya giden korsanlar, Afrika ve Amerika kıtalarında, bazı yerleşim yerlerini gaspederlerdi.  Şimdi de müteahhitler, o eski korsanlar gibi para kazanmak uğruna arsalarımızı ve evlerimizi elimizden almak için Zeytinburnu’muzu mesken tuttular. ‘TRAFİK ZEYTİNBURNU HALKININ PSİKOLİJİSNİ BOZDU’ Öyle bir canlılık var ki, çıldırtan trafik sayesinde psikolojileri bozulmuş hasta insanların merkezi haline geldik.Bütün bu yerel politikaların sonucu siz ve yandaşlarınız zenginleşti, Kent ve üzerinde yaşayanlar fakirleşti, Trafik fakirleşti, İletişim fakirleşti, Doğa ve insan ilişkisi fakirleşti, Deniz ve kent arasındaki uyum fakirleşti, Siz ve yandaşlarınız zenginleşti. Eskiden mahallesinin bir ucunda oturan diğer ucunda oturandan haberdar iken, şimdi üst katta oturanın alt katta oturandan bir haber olduğu bir kent ve kalitesiz bir yaşam ürettiniz. İşte yarattığınız medeniyet, insaniyet, diyanet budur. Bu da tam anlamı ile kente ve kent üzerinde yaşayan insanlara ihanetin adıdır. Eğitimde 39 ilçe arasında 36.cı sıradayız, Asayiş ve güvenlik açısından 39 ilçe arasından sondan altıncı sıradayız, Trafik açısından çökmüş durumdayız (Murat Aydın’ın itirafı) Yeşil alan açısından elimizde mezarlıktan başka bir şeyin kalmadığı bir ilçe yarattınız. Rahmetli Halk Ozanı Neşet Ertaş’ın dizlerinde söyleidği gibi bu geçici dünyanın zevkine aldandınız, malına mülküne tamah ettiniz. Dürüst ve doğru yöneticiler görevlerinden gittiğinde, geriye güzel ahlak, fazilet, irfan, ilim,hizmet ve eserler bırakırlar. ‘ALIN YENİ ZEYTİNBURNU’NUN VERİN BİZİM ESKİ ZEYTİNBURNUMUZU’ Siz gittiğinizde kendinize kirli mal, mülk ve servet, bu kentte yaşayanlara da cehennem bırakacaksınız. Verin bizim eski Zeytinburnumuzu ! İnsanlar sokağa çıktığında birbiri ile selamlaştığı,  parklarında, ağaçların altında, çimlerde oturarak sohbet ettiği,  camilerinde namaz kılmaya giderken avlularında el sıkışıldığı, kimsenin kimseye kem gözle, yan gözle bakmadığı, sokakları caddeleri çukurlaşmamış, uzun atlamayı gerektirmeyen bir yapıda olmadığı, kimsenin deprem kaygısında kentsel dönüşüm projesi nedeniyle evinin ve yuvasının elinden gidecek kaygısı olmadığı, Memleket isterim ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun, Kış günü herkesin evi barkı olsun, Memleket isterim, yaşamak sevmek gibi gönülden olsun, Olursa bir şikayet ölümden olsun.  (Cahit Sıtkı TARANCI) ''BAŞKAN MURAT HAZİNEDAR'IN KONUŞMASI YAYINA HAZIRLANIYOR'' ZEYTİNBURNU HABER GAZETESİ-ÖZEL