Dağlıca Saldırısı Zeytinburnu'nda Protesto Edildi
Dağlıca Saldırısı Zeytinburnu'nda Protesto Edildi
Hakkari'nin Dağlıca bölgesinde dün gerçekleştirilen saldırıda 16 askerin şehit olduğu, 6 askerimiz yaralandı. 78 PKK ölü ele geçirildi. Şehit Haberlerinin ardından Zeytinburnu’nda kalabalık bir grup tarafından protesto edildi
Hakkari'nin Dağlıca bölgesinde dün gerçekleştirilen saldırıda 16 askerin şehit olduğu, 6 askerimiz yaralandı. 78 PKK ölü ele geçirildi. Şehit Haberlerinin ardından Zeytinburnu’nda kalabalık bir grup tarafından protesto edildi
16 ASKERİMİZE KAHPE PUSU
Hakkari'nin Dağlıca bölgesinde dün gerçekleştirilen saldırıda 16 askerin şehit olduğu, 6 askerin de yaralandığı açıklandı. Dağlıca’daki hain saldırıda şehit olan askerlerin kimlikleri ve memleketleri belli oldu.TSK, Dağlıca'da dün terör örgütü tarafından gerçekleştirilen saldırıda 16 askerin şehit olduğu, 6 askerin de yaralı olduğunu açıkladı. Hakkari'nin Yüksekova ilçesine bağlı Dağlıca bölgesinde dün askere pusu kuruldu.Zırhlı iki askeri aracın geçişi sırasında yola döşenen mayın, PKK'lılar tarafından uzaktan kumandayla patlatıldı. Teröristlerin saldırısı üzerine hava destekli operasyon başlatıldı. Genelkurmay Başkanlığı'ndan olayla ilgili gece saatlerinde yapılan ilk açıklamada, ölü sayısına ilişkin net bir bilgi verilmedi. Kamuoyunun merakla beklediği açıklama saat 17.00 sıralarında geldi. Genelkurmay'ın internet sitesinden yapılan açıklamada, saldırıda 16 askerin şehit olduğu, 6 askerin de hafif yaralandığı açıklandı.
16 ŞEHİDİN İSİMLERİ VE MEMLEKETLERİ ŞÖYLE:
-Piyade Kurmay Yarbay İlker Çelikcan / 1976 / Erzurum-Olur
-Piyade Çavuş Tolga Artuğ / 1991 / Iğdır
-Muhabere Uzman Onbaşı Özgür Yatakdere / 1993 / Manisa-Salihli
-Piyade Er Adnan Ergen / 1990 / Muğla-Seydikemer
-Piyade Er Uğur Yıldız / 1987 / Tokat-Erbaa
-Piyade Er Resul Coşkun / 1992 / Konya Kadınhanı
-Piyade Onbaşı Fatih Duru / 1988 / Çanakkale-Ezine
-Piyade Er Cihan Aksarı / 1988 / Düzce
-Piyade Uzman Çavuş Tayfur Hançer / 1990 / Ardahan-Göle
-Topçu Uzman Çavuş Tuğrul Köseoğlu / 1987 / Konya-Ereğli
-Piyade Er Muharrem Öksüz / 1995 / Konya-Karatay
-Astsubay Kıdemli Çavuş Cemre Salih Gözen / 1990 / Mersin-Tarsus
-Bakım Üstçavuş Okan Taşan / 1988 / Erzurum-Şenkaya
-Bakım Uzman Çavuş Harun Saltalı / 1986 / Kahramanmaraş- Andırın
-Bakım Astsubay Çavuş Deniz Göçkün / 1992 / Balıkesir-Karesi
-Bakım Astsubay Mustafa Özdemir / 1992 / Bilecik-Bozüyük
ZEYTİNBURNU’NDA TERÖRE LANET VARDI
Zeytinburnu'nda yaklaşık 500 kişilik grup ilk önce Zeytinburnu meydanında toplandı. Burada terörü lanetleyen sloganlar attı. Grup daha sonra BDP ilçe binasına doğru yürüyüş yapmak istedi ancak parti önünde önlem alan polis ekipleri vatandaşları buraya yaklaştırmadı. Bunun üzerine grup, ara sokaklardan parti binası önüne yeniden gelmek istedi ancak polis ekipleri yine vatandaşların yolunu keserek partinin bulunduğu sokağa girmelerine izin vermedi. Grup daha sonra polis ekiplerinin uyarılarını dikkate alarak Zeytinburnu Meydanı'nda toplanarak İstiklal Marşı okudu ve daha sonra olaysız bir şekilde dağıldı. Bazı gruplar Mahalle aralarında HDP’lilerin ağırlıklı olarak toplandığı mekanlara saldırmak istedi. Polis bunlara da müdahale etti.
DAĞLICA’DA DAĞLANAN YÜREĞİMDEN
‘Ağlamadan dillerim dolaşmadan yumruğum çözülmeden gecenin karşısında şafaktan utanmayıp utandırmadan aşkı üzerime yüreğimden başka muska takmadan konuşmak istiyorum.’’ İsmet Özel Yazmak paylaşmaktır. İnsan bazen fikirlerini paylaşır yazdıkları ile, bazen duygularını, öfkelerini, tepkilerini….Ve yazmak, ilk kez bu kadar zor ve ilk kez bu kadar elzem. Kırk yaşına merdiven dayadığım şu demlerimde İsmet Özel’in‘Ben İsmet Özel, şair, kırk yaşında. Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar/ben yaşarken koptu tufan/ben yaşarken yeni baştan yaratıldı. Kâinat yeni baştan yaratılır mı, bilmem. Ama görmek istemediğim, yaşamak istemediğim, yaşanılmasını istemediğim tufanlar kopuyor ülkemde.
Dağlıca dağlarında şehit düşen yiğitlerimiz için, Gamdan dağlar mı kurmalıyım, kayaları kelimeler olan, yoksa gam dağlarına çıkıp naralar mı atmalıyım, bilemiyorum. Susmak istesem susamıyorum. Konuşmak istesem kelimeler kifayet etmiyor. İşte bu nedenle dillerim dolaşmasın diye, yumruğum çözülmeden zalimin, hainin, kahpenin, kalleşin karşısında, yüreğime şiirlerden başka muska takmadan konuşmak, yazmak istiyorum.
İçimde kaynayan bir mahşer var, anaların yüreklerinde kanayandan arta kalan. Onlar ki, oğullarını kurbanlar keserek gönderdikleri askerden, şehitlik haberlerini alıyorlar, bir kahpe, kalleş vatan haini kurşunla can veren oğullarının.
Ki o oğullardır ki, kimileri yavuklularını düşünüyordur siperlerinde, kimileri de karşılıksız kalmış sevdalarını. Melül ve tenha kalakalmış iken bir mevzide. Kelimeler ki, tank gibi geçiyor Dağlıca’da dağlanan yüreğimden. Harfler harp düzeni almış, bir kalleşi, haini, kahpeyi tepelemek istercesine.
Ki ‘Bu Ülkenin Müslüman Evlatları’ kızdı mı cehennem kesilir, sevdi mi cennet. Alınları vatanımın coğrafyası gibidir. Her kırışığı sorulacak bir hesabı, her yaprağı tarihten bir yaprağı anlatan. Bütün bunların üstüne, Hepsinin üstüne, Vatanım, milletim, dini dili ırkı her ne olursa olsun önce vatan diyen tüm insanlar dostlarım. Yani siz gelmelisiniz aklıma…
Ve sonra, Umut gelmeli aklıma… Her şeye ve herkese rağmen umut gelmeli.
Bu topraklarda bin yıldır şehit kanı ile sulanan, beslenen, umut gelmeli aklıma.
Ve susmalıyım, direnen, bilenen yüreğimle…
Unutmadan, unutturmadan haini, kahpeyi, kalleşi.
Çünkü; Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar… Yurdal Kılıçer
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.