Surların dibindeki beşyüzyıllık tarihi susuz çeşme Kazlıçeşme
Zeytinburnu ilçesinde bölgeye adını veren Osmanlı döneminden kalma tarihi bir çeşme bulunur; Kazlıçeşme… Çeşmenin hikayesi hakkında dilden dile dolaşıp bize kadar gelmiş rivayetler İstanbul’un fethiyle birlikte surlara yakın olması sebebiyle Fatih ve Askerleri tarafından su kaynağının bulunduğunu ve sonradan buraya çeşme yapıldığını aktarıyor.
Bir sakabaşının istanbul’a armağanı Rivayetlerden biri; Osmanlı Devleti zamanında, dönemin Sakabaşı (Suişleri), yardımcılarına su bulmaları talimatını veriyor. Yardımcıları da kazları takip ediyor, “Onların gittiği yerde muhakkak su vardır diyorlar” ve haklı çıkıyorlar. Kazların konduğu yerde su bulunuyor. Ardından da derhal kondukları yere yani Kazlıçeşme’ye üzerinde kaz figürü bulunan bir çeşme yapılıyor.
Çeşmenin yapılışına ilişkin çeşitli söylenceler vardır. Bunlardan biri de şudur. İstanbul’un kuşatılması sırasında su sıkıntısı baş göstermiş Fatih’in sekbanbaşısı da uçuşan kazları görünce kazların konduğu yerde mutlaka su vardır diyerek orayı kazdırmış ve su bulmuştur. Çeşmeye ve semte bu ad verilmiştir.
Haznesi kesme taştandır. kaz kabartmasının üzerinde yer alan kitabesinde çeşmenin tarihi ebced hesabı ile şu dizelerle belirtilmiştir.
Gördü bir aşık dedi tarihini
Nuş içinde yarane sahha afiye 953
Gördü bir aşık söyledi tarihini 1537
Evliya çelebi Kazlıçeşme hakkında şunları yazar; Yedikule kasabasının haricinde bir çeşme-i canfezanın kemeri altında dörtköşe bir beyaz mermer üzere üstad-ı mermer bir kaz tasvir etmiştir ki, dillerle tabiri imkansızdır. Gören canlı zanneder. Buna binaen o çeşme, kazlı çeşme namı ile şöhretyab olmuştur. (Seyahatname;1314,1,391-32)
Evliya çelebinin seyahatnamesinde yazdığı bu kaz çalınmış ve şu an çeşmede yer alan kaz figürü daha sonra gerçeğine benzetilerek yapılmış.
Çeşmenin kenarında bulunun sadaka taşı ihtiyacı olanların alması için taşın üzerine para bırakılırmış,
Çeşmenin iki yanında yer alan yük ya da testi sekileri günümüze kadar ulaşmıştır. Zeytinburnu’nun elli yılı kitabında 1992 yılına ait fotoğrafta daha net belli olmaktadır.
Fethin şahidlerinden biridir; Kazlıçeşme
İstanbul Zeytinburnu ilçesinde Kazlıçeşme semtine adını veren ve üzerinde kaz kabartması bulunun tarihi çeşmedir.
Dış mekanda serbest, tek cepheli, kanatsız, tek musluklu, küp gövdeli kesme taştan klasik uslupla yapılmış bir çeşmedir
Kitabesinin altında kare bir çerçevenin içinde alçak kabartma şeklinde stilize işlenmiş bir kaz resmi bulunmaktadır. Musluğun iki yanında taş nişi (maşrapa yuvaları) bulunmaktadır. Tekne yalak kısmı ise bugün yol seviyesiyle aynı düzeyde kalmış
1546 yılında Mehmet bey tarafından menzil namazgahı olarak inşa ettirildiği rivayet edilmektedir. İstanbul’un erken tarihli çeşmelerinden olan bu eser kesme küfeki taşından inşaa edilmiştir. Saçağının altında kemerin hemen üstünde günümüzde mevcut olmayan bir kitabe bulunmaktaydı. Kitabenin hemen altında kemer başlamakta tepeliğinde de bir rozet yer almaktaydı.
Kemerin içerisine alınmış çeşme aynası küfeki taş ile mermerin örülmesiyle sağlanmıştır. Başta kaz motifi olmak üzere mermer parçalar devşirme Bizans parçalarıdır.
Kartuş içerisine yerleştirilmiş dört satırlık kitabenin ortasına daha ince bir yazıyla bani kitabesi sıkıştırılmıştır.
Bani kitabesi:
Mehmet bey ki yaptı hayrı ali
Getürdi aleme bir mai cari
Çeşme:
Kim nazar etti bu abı safiye
Dedi buna kevser olmaz nafiye
Gördü bu aşk dedi tarihini
Nuş eden yarane sahha afiye
Çeşme kitabesinin hemen altında hem esere hem de bölgeye adını veren kaz motifi yer almaktadır. Bu motifin zaman içinde boyandığı eski resimlerinden anlaşılmaktadır. Kaz motifinin altında lülenin bulunduğu aynataşı yer alır. Aynataşının iki yanına birer tas yuvası yerleştirilmiştir. Eski resimlerde yalak sayısı fazla olsa da bugün bunlardan bir tanesi çeşmenin sağında durmaktadır. Tarihi süreç içinde çeşmenin arkasında bir namazgah bölümü de yapılmış ve kullanılmıştır. Namazgah bölümü çeşmenin arkasındaki alanda yer almaktadır. Günümüze ulaşmayan bu bölüm belirli bir dönem kahvehane olarak kullanıldığı aktarılmaktadır. Namazgah bölümünden bugüne bir şey kalmamış üzerinde kaz kabartması olan çeşme de yol ortasında kalmıştır.
Çeşme’nin bir bölümü halen toprak altında bulunmaktadır. Çevresinde geniş şekilde yapılacak arkeolojik kazı ile çeşme ve çevresiyle ilgili kullanım alanı ve tarihiyle ilgili kalıntılara ulaşılabilir.
Bugün çeşmenin suyu akmıyor, önünden yol geçiyor…Araçlar her iki yanından akıp giderken Kazlıçeşme ve dibinde olduğu surlarda beşyüzyıl önce büyük bir fethin yaşandığı ancak tarihi bilenlerin hafızalarında canlılığını koruyor.