“Kitaplarır, Robert Koleji’nden daha çok sevdim.”

Zeytinburnu Kültür Sanat’ın yeni sezonunda yazar ve kültür tarihçisi Taner Ay; sahhaflar, yayıncılar, müdavimler, koleksiyonerler ve matbuat dünyasının kahramanlarıyla renkli bir sohbet gerçekleştiriyor. Sahhaf Mustafa Ekber And’ın konuk olduğu ilk söyleşide And, hayatı ve mesleğine dair bilgi verirken kitap dünyasından farklı anekdotlarla söyleşi zenginleşti.

“Kitaplarır, Robert Koleji’nden daha çok sevdim.”

Robert Koleji mezunu olan Mustafa Ekber And, kitaplarla kurduğu ilişkiyi anlatırken şu ifadeleri kullandı: “Robert Koleji’nin tek sahhaf mezunu olmamın asıl sebebi, galiba kitapları Robert Koleji’nden daha çok sevmemle ilgili. Orada bir ters denge var. Ben Robert Koleji’nde çok kötü bir öğrenciydim. Çok iyi bir okulun çok iyi bir öğrencisi olarak görüldüm. Birçok arkadaşım o günleri anlatırken benim için ‘Ne zaman baksam sahada top oynuyordu.’ der. Ben 7-8 yaşından beri kitaba meraklıyım ama okulda bunu ortaya koymadım.”

“İmza, tek başına bir efemera.”

İmzalı kitaplar hakkında da konuşan Mustafa Ekber And, dinleyicilere tecrübelerini aktardı: “İmza, bence tek başına bir efemeradır. Kitabı kitaplıktan çıkarır, başka bir hale getirir. Çok geniş, heyecan verici örnekleri vardır. Ben Nazım Hikmet’in imzasını gördüm. Ömer Seyfettin’in imzasını uzaktan gördüm, satıldığı müzayedede. Çok nadirdir, ben bir tane gördüm. Samipaşazade Sezai’nin imzası hiç görülmemiş, arayanları vardır.”