KİTAP KÖŞESİ: BİR YUMAK MUTLULUK
Yazar; Debbie Macomber
Yayınevi; Martı Yayınları
Yazarımızın “Küçük Mucizeler Dükkânı” adlı romanının devamı niteliğinde ki bu Roman da asıl kahraman değişmiyor Lydia Hoffman, fakat eskilerin yerini bu sefer yeni karakterler alıyor ve Roman Hayatları birbiriyle kesişen dört kadın aracılığıyla insan ilişkilerine içten bir bakış yapmamızı sağlıyor. Roman’ın ilerleyen bölümlerinde ilk roman da ki eski karakterler de bir şekilde yeni karakterler ile birleşiyor.
Macomber, gerçek kaderlerinin peşinden koşmak için eski hayatlarından vazgeçen insanların hikâyesini çok samimi bir dille anlatıyor.
“Geçmişte yaşadıklarım bana şunu öğretti: Hepimiz bu dünyaya, hayatımızı en iyi şekilde yaşamak için geliyoruz ve inanın bana, hayat saklanarak, umutsuzluklarla, pişmanlıklarla harcanamayacak kadar kısa. Dertler ve sıkıntılarla boğuşurken her gün, bir öncekinin aynısı gibi görünmeye başlıyor. Oysaki her yeni gün kendi mucizelerini de beraberinde getiriyor. Hem de en beklenmedik anlarda...
Doğduğumuz andan itibaren hepimize birer yumak iplik veriliyor; bundan mutluluğun desenlerini örmek ise bizim elimizde… “
Roman bu cümleler ile başlıyor. Lydia, gene ana karakter olarak karşımızda bulunuyor. Tam problemleri aştığını ve hayatını düzene koyduğunu düşündüğü anda Ablası Margaret dertleri ile bir problem olarak karşısına çıkıyor. Ablasının dertleri katlanarak artarken bu sefer onu hayata bağlayan sevgilisinin, çocuğundan dolayı eski eşine dönmek istemesinin verdiği şok ile sarsılıyor. Cirosunun düştüğü, aldığı krediyi ödeyemeyeceğini anladığı ve annesinin şeker komasına girip hastaneye kaldırıp sonrasında huzurevine yerleştirdiği anda bir mucize gerçekleşiyor.
Roman’ın diğer kahramanları gene Lydia’nın açtığı “örgü çorap kursunda “bir masanın etrafında buluşur ve hayatlarını zor da olsa birbirlerine açarak yardımcı olmaya çalışırlar.”Örgü çorap kursu” derken gene dudağınızı büktüğünüzü görür gibiyim. Böyle bir kurs mu olur diye?
İlk roman da Lydia’nın ilişkili olduğu bir karakter olan ablası Margeret, bu sefer Roman da asıl kahramanlardan biri haline geliyor ve eşi işten atıldığından dolayı sıkıntılar yaşıyor. Bu sıkıntının üzerine krediyi ödeyemediklerinden dolayı evlerini de kaybetmek tehlikesi ile karşılaşınca işin içinden çıkamaz hale geliyor. Derdini paylaşan biri olmadığından ona yardım etmek de kardeşi Lydia’ya düşüyor. Tabii, o da sevdiği adamın eski eşine dönmesinin şokunu atlatmak için ablası Margeret’ten yardım alıyor. Tam sıkıntılar devam ederken o da bir mucize yaşıyor
Elise Beaumont; Emekli olduktan sonra parasını müteahhide kaptıran ve bu yüzden kızının yanında yaşamak zorunda kalan bir kişi. Eşi Maverick’i çok seven fakat kumarbaz olmasından dolayı ayrılan ve halen de çok sevip bunu söyleyemeyen, hayatı kızı, torunları ve müteahhide açtığı dava arasında geçen biri. Bu çembere yıllar sonra geri dönen Seatle’de yerleşme kararı alan eşi de katılınca ne yapacağını bilemeyip kararsız kalıyor. Tam onunla tekrardan evlenmek üzereyken maverick’in kumar oynadığını öğrenince tekrar yıkılıyor ve sonrasında kızından öğrendiği acı gerçek karşısında hepten çaresiz kaldığı anda o da bir mucize ile karşılaşıyor.
Bethanne Hamlın; Eşi Grant’ın bir sabah onu iki yıldır aldattığını söylemesi ile şok olan ve boşandıktan sonra iki çocuğu ile ayakta kalmaya çalışan birisinin hayatını devam ettirmeye çalışması. Eşi, çocukları ve evinden başka bir şey düşünmeyen birinin verdiği hayat mücadelesi. İş ararken örgü kursundan arkadaşı Elise’nin “doğum günü partileri” düzenle demesi ile çalışmaya başlayan ve yeniden hayata tutunup ayakta kalışını zevkle okuyacaksınız. Hesabını tam yapamadığından giderleri gelirlerini aştığı, bankalara başvurup istediği krediyi alamadığı ve üstüne çocuklarının üniversite masraflarının eklendiği bir durumda o da bir mucize ile karşılaşacak.
Courtney Pulanski; Annesi vefat ettiğinden, babasının da çocuklarının okul masrafını karşılamak için Brezilya’da bir köprü inşaatında müteahhitlik yapmasından dolayı anneannesinde kalmak zorunda kalacak olan birisi. Yüksek lisans yapan ağabeyi ve lisans yapan ablası arasında liseyi bitirmek zorunda kalan ve annesini kaybettiğinden dolayı üzüntüsünden kilo alan ve problemlerini aşmaya çalışan genç bir kızın nasıl mücadele ettiğini kendinizi onun yerine koyarak okuyacaksınız. Kilolu, yalnız ve üzüntülü olarak geldiği seatle’de onu da bir mucize beklemekte.
Romanın akışı içerisinde kahramanlarımız bazen seviniyor, bazen üzülüyor, her şeyi kazandıkları anda kaybedebiliyor ve bunları birbirlerine yardım ederek, destek olarak atlatıyorlar. Sıcak bir dostluk ve muhabbet ortamında geçen zevkli, üzüntülü dakikaları okudukça sizin de içiniz Roman’ın karakterlerine ısınacak ağlamaları ile üzülecek, gülmeleri ile sevineceksiniz.
Her gün aynı şeyleri yapmaktan sıkılan, hayatlarında her günü benzer şekilde yaşamaktan başka amacı olmayan insanlara her günün yeni bir mucize olduğunu ve hayalleri için mevcut hayatlarından kopmaları gerektiğini öğreten bu güzel roman herkese güzel bir hayat dersi sunuyor.
Debbie’nin en güzel tarafı romanın sonunda tüm kahramanlarının sevinmesi ve mutlu olması. Yani romanın mutlu sonla bitmesi. İlki gibi bir oturuşta sıkılmadan rahatlıkla okuyacağınız “Dostluğun iyileştirici gücüne dair “sıcak bir roman.
M.Metin Bayram