Zeytinburnu ülkü ocakları Başbuğu'yu andı !
Ömrünü Türk milliyetçiliğine ve Türk dünyasının birliği ülküsüne adayan Alparslan Türkeş’in unutulmaz mücadelesi her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Türkeş’in, “Ne mozayiği ulan!” çıkışı ise hâlâ hafızalarda...
Turan ülküsüyle yaşadı
Türk Milliyetçiliğinin efsanevi lideri Alparslan Türkeş, ömrünü Türk milletinin ve Türk dünyasının birliğine adadı. Sağlığında esir Türk yurtlarının bağımsızlığa kavuştuğunu gören Türkeş’in en büyük hayali gerçekleşmiş oldu
Hayatı boyunca Türk milliyetçiliğinin bayraktarlığını yapan MHP’nin merhum Genel Başkanı Alparslan Türkeş, Türkiye’nin bugün yaşadığı süreçte tartışılan pek çok meseleye devlet adamı kimliğiyle bir çözüm bulmuştu. Türk siyasetinde bir döneme damgasını vuran Türkeş’in, Türkiye’nin “kırmızı çizgileri” ile ilgili olarak çeşitli tarihlerde kamuoyuna verdiği mesajlar adeta birer ders niteliğindeydi. 1991 yılında SSCB’nin yıkılmasının ardından Türk Cumhuriyetleri tek tek bağımsızlıklarını kazanmıştı. Hayatını Türk Ülküsü’ne adayan Türkeş, tarihsel süreçte bunu öngördüğünden Türklüğün ayağına gelen bu idealden yararlanılması gerektiğini düşünüyordu. Türkeş’in bu tarihsel öngörüsü, 1944 yılında görülen “Irkçılık Turancılık” davasında mahkeme tutanaklarına “Sovyetler Birliği’nde 1965 veya 1999’da bir ihtilal zuhur edebilir” sözleriyle geçmişti. Bundan sonra yapılması gereken bu idealin hayata geçirilmesi için somut adımlar atılmasıydı. Türkeş, ideallerini gerçekleştirmek ve iki asırlık hasretin sona ermesinin vermiş olduğu fırsatları değerlendirmek, Türk Dünyası’nın ekonomik ve kültürel bütünleşmesine hizmet edecek bir platform oluşturmak için bizzat Başkanlığını üstlendiği Türk Devlet ve Toplulukları, Dostluk, Kardeşlik ve İşbirliği Vakfı’nı (TÜDEV) kurdu.
Çin Seddi’nden Adriyatik’e
Vakıf her yıl Türk Dünyası kurultaylarını gerçekleştirmeye başladı. Kurultaylarda Türk Cumhuriyetlerinin sorunlarını ele alan komisyonlar kuruluyordu. Komisyonlar aynı zamanda bu devletlerin arasında iktisadi, kültürel, siyasal eşgüdümü sağlayacak çalışmalar da yapıyordu. Amaç, Türk Cumhuriyetleri’nin uluslararası arenada “Türk Birliği” kavramıyla beraber anılmasıydı. Bu aynı zamanda güçlü bir Türk Bloğu anlamına geliyor ve Çin Seddi’nden, Adriyatik’e uzanan Türk Dünyası ile Türklüğün siyasi ve iktisadi boyutlarının vurgusu politik arenaya taşınmış oluyordu. Kurultayların ilki Mart 1993’te Antalya’da gerçekleştirildi. Kurultayın unutulmaz anlarından biri de Azerbaycan temsilcisinin “Bakü Bozkurtlarından Başbuğu’ma selam getirmişem” diye başlayan sözleri ile delegelerin ayağa kalkarak “Başbuğ Türkeş” tezahüratlarıyla Türkeş’i selamlamasıydı. Böylece Türkeş’in, “Türk Dünyasının Başbuğu” olduğu ilk kurultayda tescil edildi. Türk Milliyetçi Hareketi’nin efsanevi lideri Alparslan Türkeş, engin fikirleriyle Türk siyasetine yön vermişti. İşte merhum Türkeş’in, Türkiye gündemini bugün de meşgul eden bazı konularla ilgili tarih sayfalarında yerini alan bazı mesajları:
GÜÇLÜ TÜRKİYE
“İşçiyi işverene, köylüyü şehirliye, doğuluyu batılıya karşı kışkırtarak iktidara gelmek mümkün olmayacaktır. Refaha, kardeşi kardeşin malına göz diktirmekle değil, milli geliri artırmakla kavuşulabilir. Milli gelir, üretimin artmasıyla büyür. Biz bu yolda üreticiden veya tüketiciden yana değil, işçiden veya işverenden yana değil, doğudan veya batıdan yana değil, bütün Türk milletinden, bütün Türkiye’den yanayız. Her üretici, ürettiğinin haricindeki malların tüketicisidir. İşçisiz işveren, işverensiz işçi olmaz. Türkiye ancak, doğusuyla batısıyla birlikte Türkiye’dir. Bu Türkiye Türk milliyetçiliği fikir sistemine ve milli kültüre dayanan eğitimle, ilme ve tekniğe dayanan bir sınai ve tarım politikasıyla yarının güçlü ve müreffeh Türkiye’si, büyük Türkiye’si olacaktır. İlk hedefimiz, kalkınmanın birinci sınıf ilim ve teknik adamı kadrolarını kurmaktır. Bu kadroların önderliğinde sanayi hamlemiz, millet sektörü, özel sektör ve devlet sektörünün birlikte çalışmasıyla kısa zamanda hedefine varacaktır. Sanayileşmiş Türkiye artık köylüsünün bir senelik emeğini, batının bir günlük emekle ürettiği mamul maddesiyle takas etmekten kurtulacaktır (...)
Milli Devlet-Güçlü İktidar
Millet egemenliğinin sembolü olan demokratik milliyetçiliği Türklük şuuru içinde devletin ve devlet kuruluşlarının hakim felsefesi yapacağız. Cumhuriyet Türkiye’sini en kısa zamanda kalkındırıp, çağdaş sanayi toplumu haline getireceğiz. Milli Devlet- Güçlü İktidar ilkesine uygun olarak köylümüzü, işçimizi, esnafımızı, memur ve işverenimizi, Milli Ülküler etrafında toplayıp bütünleştireceğiz... Büyüklük ve zenginlik Türk milletinin asli vasıflarıdır. Cihan imparatorlukları kurmuş büyük Türk Milletinin özlemi, tekrar büyümek, Büyük Millet-Güçlü Devlet olmaktır. Mazide büyük olan bir millet gelecekte de büyük olacaktır. Yeter ki, bu büyüklüğü görmüş, anlamış milliyetçi bir kadro, milliyetçi bir parti iktidar olabilsin. Ülkücü davamızda Milliyetçi-Ülkücü gençlik, vatan ve millet bütünlüğüne daima sahip çıkmış, tarihin övgü ile bahsedeceği bir imtihan vermiş ve halen de vermektedir.
20 Mayıs 1975
SİLAHLI KUVVETLER
Merhum Türkeş’in, İstanbul İl Gençlik Kolları Kongresi’nde yaptığı konuşma: ” Bu arada güvenliği sağlayacak olan kuvvetin aktif kısmı: Modern kuvvetli silahlı kuvvetlere sahip olmak gelir. İyi eğitim görmüş, modern silahlarla, araçlarla donatılmış, disiplinli, şuurlu, vatansever, milliyetçi silahlı kuvvetlere sahip olmak... Öyle ki, dostun, düşmanın yüreğine korku salan bir silahlı kuvvetler ister.
23 Şubat 1975, Bizim Anadolu
Milli menfaatlerden asla vazgeçilemez
Türk Devlet ve Toplulukları, Dostluk, Kardeşlik ve İşbirliği Vakfı’nı kuran Türkeş, Antalya’daki ilk kurultayı Türk dünyasının birliği için örsle demir döverek açmıştı.
“Ege, Adalar, Batı Trakya ve bugün henüz su yüzüne çıkmamış nice meselemizde yapmamız gereken ilk iş, milli ülküleri uzun vadeli planlarla gerçekleştirmeye yönelik bir dış siyasetin tespiti, iç siyaseti ve milli eğitimi de bu hedeflere göre Milliyetçi bir felsefeyle ele almaktır. Şu nokta artık herkesçe görülmelidir: Dış siyasette ana unsur, ekonomik rejimler değildir, siyasi rejimler değildir; babayiğitlikler, tehditler, aşk ilanları değildir. Ezeli dostlar, ebedi düşmanlar mevcut değildir. Milletlerarası siyasette ana unsur, sadece milli menfaatler ve bunların çatışmasından doğan milletlerarası rekabet ve mücadeledir. Devlet adamlarına düşen, bu mücadeleyi, bu kuvvet yarışını iyi kavramak; bazen kararlı, bazen sabırlı; fakat her adımda ne yaptığını bilerek, yarını, öbür günü, hatta asırlar sonrasını görerek, kendi milletinin çıkarlarını savunmaktır. Bu esası anlamayan, bu esası gençlerine anlatamayan milletlerin geleceği tehlikeye düşer.”
20 Mayıs 1975
‘Hedef, ortak Avrupa Devleti’
MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş’in XII. Büyük Kurultay açılış konuşması: “Ortak Pazar vakıası, ABD ve SSCB süper güçleri arasında Batı Avrupa’nın ezilmeme, varlığını kabul ettirme ve yeni müttefikler arama fikrinin sonucudur. İlk safhada iktisat birliğiyle başlayacak yakınlaşmanın uzun vadede tek bir Avrupa Devleti’ni hedef aldığı açıkça ilan edilmişti. Ancak gelişmeler, milli kültür ve menfaat ayrılıklarının bu hayale engel olacağını, millet temeline dayanmayan tek devlet teşebbüsünün gerçekleşemeyeceğini göstermiştir. Danimarka ve Norveç’te yapılan referandumlar Ortak Pazar’a katılmama sonucunu vermiştir. İngiltere de referanduma gitmektedir. Fransa ile İngiltere arasındaki anlaşmazlıkların giderilmesi imkanlarının zayıflaması, Fransa’nın Avrupa liderliğinde ısrarı, petrol ambargosu karşısında ortak hareketi reddederek ikili anlaşmalara gitmesi, silah satışlarında birliğin ilkelerini aşan bir tavır takınması bu fikrimizin kesin delilleridir. Çağımızda milletler mücadelesi, tarihin temel yürütücü unsurudur ve dünya durdukça da öyle olmağa devam edecektir.”
20 Mayıs 1975, Bizim Anadolu
Mücadele-lerle dolu ömrün neticesi olarak Türkeş, çeşitli kereler hakim karşısına çıkmıştı.
Siyasetin parlayan yıldızı -VİDEO
Hindistan’daki sürgün hayatından Türkiye’ye dönüşünde aktif siyasete atılan Alparslan Türkeş, Cumhuriyetçi Köylü Partisi Genel Başkanlığı’na seçildi. CKMP Genel Başkanı olduktan sonra adım adım yurdu dolaşıp siyasetteki hedeflerini anlattı.
Mezarın başındaki anma töreninden kareler
zeytinburnuhaber.org