Uluslararası Klinik Uygulama Dergisi'nde yayımlanan makalede, kola tüketiminin potasyum seviyesini tehlikeli derecede düşürmesinin bu duruma yol açtığı tespit edildi.
Örnek vakalardan birisi olan Avustralyalı bir devekuşu çiftliği sahibinde acilen tedavi gerektiren akciğer felci görüldü. Çiftçinin günde 4-10 litre arası kola tükettiği tespit edilirken, tedavi sonucunda sağlığına kavuşan çiftçiye kola içmek yasaklandı.
Günde 3 litre kadar kola içtiği tespit edilen bir hamile kadında da yorgunluk, iştah kaybı ve devamlı kusma görüldü. Yapılan kalp muayenesinde kadında potasyum düşüklüğünden kaynaklandığı düşünülen düzensiz kalp atışları kaydedildi. Kadının kola içmeyi bırakmasıyla eski sağlığına çabucak kavuştuğu görüldü.
Vakaları araştıran doktorlar, bu vakaların özel vakalar olmadığını belirterek, kola içen herkeste benzer problemlerin görülebileceğini söylediler. ABD'nin Ohio eyaletindeki Louis Stokes Cleveland VA Medical Centre'dan Dr. Clifford Packer, vakalardan çıkarılan bulguların sık görüldüğünü düşündüklerini belirtti.
Dr. Packer, "Agresif pazarlama yöntemleri, büyük hacimli şişeler ve kafein dayanıklılığı ve bağımlılığı yüzünden, gelişmiş ülkelerdeki 10 milyonlarca insan günde en az 2-3 litre kola içiyorlar. Bu insanların serum potasyum seviyeleri düşüyor, bazı hallerde ise tehlikeli seviyelere kadar inebiliyor." dedi.
Makalenin yazarı, Yunanistan'daki Ioannina Üniversitesi'nden Dr. Moses Elisaf da kolanın içinde yer alan glukoz, fruktoz ve kafeinin aşırı tüketiminin hipokalemi adı verilen kanda potasyum azlığına sebep olduğunu belirterek, araştırmaları sonucunda kafeinin en temel etken olduğunu keşfettiklerini söyledi.
Kolanın aşırı tüketiminin obezite, şeker hastalığı ve kemik problemlerine yol açtığı biliniyor. İçecek şirketleri ise ortalama tüketimin herhangi bir zararı olmadığını iddia ediyorlar. İngiliz İçecek Birliği sözcüsü, makalede yer alan vakaların uç noktalar olduğunu söyleyerek, insanların kola türü içecekleri dengeli beslenmenin bir unsuru olarak tüketebileceklerini ifade etti.
dunyabulteni