Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşları Zeytinburnu'ndaki kabirleri başında anıldı
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu merhum Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşlarının idam edilişlerinin yıldönümü nedeniyle düzenlenen törende konuştu. Soylu, "Şu arkamızda yatanlar bu iftiralara bu ihanetlere karşı nasıl dik durmuşlarsa, bize her gün parmak sallayanlara söylem isteriz ki bizler de aynı şekilde aynı yoldan sonunu düşünmeden yürümeye hazırız" dedi.Eski Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan, idam edilişlerinin 60'ıncı yılında Topkapı'daki Anıt Mezarda düzenlenen törenle anıldı. Törene, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ömer İleri, Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, İstanbul İl Emniyet Müdürü Zafer Aktaş, Ak Parti İstanbul İl Başkanı Osman Kabaktepe, Menderes, Polatkan ve Zorlu ailesi üyeleri katıldı.Kuran-ı Kerim Tilaveti ile başlayan törende Menderes, Polatkan ve Zorlu'nun ruhuna dualar okudu. Okunan duaların ardından Bakan Soylu ve beraberindekiler, kabir ziyaretinde bulundu. Merhum Başbakan Menderes'in kabrine karanfil bırakıldı. Daha sonra Adnan Menderes'in oğlu Aydın Menderes ve eşi Berrin Menderes'in kabri de ziyaret edilerek dua edildi.
Törende konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 27 Mayıs darbesinin tüm kurgusu, dış bağlantıları nasıl bir süreç yönetilerek bu insanların şehit edildiği, Türk demokrasisinin ayağına nasıl pranga takıldığını her yönüyle ortaya çıktığını vurgulayarak, "Ancak aklımıza takılan tek bir soru şu 'nedendi bu kadar nefret'. Batının ne yaptığı, bu darbeyi planlayanların ne yaptığı tamam. Hangi telkinleri, hangi menfaatleri temin ettikleri de tamam. İktidar hırsız da tamam. Ama bizim içimizdeki insanların, bizimle aynı dili konuşan insanların nasıl vicdanla böyle büyük bir nefret ortaya koyabildikleri, bu nefretin bu kadar büyümesinin altında yatan sebebi hala anlayabilmiş değilim. Herkesin kendi hayatında sevmediği siyasiler olmuştur. Ama hangi içgüdü ile karşınızda duran ve son görüşmeleri olduğunu bildiğiniz bir aileyi birbirine sarılmaktan men edersiniz. Birkaç gün sonra idam edileceğini bildiğiniz halde bir babının oğluna, eşine son kez sarılmasını nasıl engellerseniz.
Ufak tefek gazete haberler indeki bir iki yalanı anlayabiliriz ama darbeci de olsa, hukuksuz da olsa bir şeklide devleti temsil eden bir kurumun "Adnan Menderes ve Celal Bayar 12 uçak dolusu altınla kaçarken yakalandılar' diye bir iftirayı resmi tebliğ olarak yayınlamasını hangi ruh hali ile sağladınız. Sizin nasıl bir karanlık zihniniz vardı ki öğrencilerin öldürülüp cesetlerinin kıyma makinesinde toz haline getirildiği iftirasını manşetlere attınız. CHP Genel Sekreteri Kamil Kırıkoğlu'nun hatıralarında yazar dönemin en kudretli yöneticisine gider der ki 'Biz böyle bir şey bulamadık. Bunun doğru olmadığını ifade edelim'. Dönemin kudreti yöneticisi der ki 'bırak millet böyle bilsin'. Bu nasıl bir zihniyettir. Nasıl bir kininiz vardı ki hasta olmasına rağmen alelacele idam edebilmek için rahmetli Menderes'i sehpaya götürürken fotoğrafta sağlıklı görünsün diye kollarına girmiş iki askere 'çekilin' talimatı verdiniz ve zorlukla yürüttünüz.
Siz bu ülkenin havasından solumadınız mı, bu ülkenin suyundan içmediniz mi. Ezan-ı Muhammedi'nin bin yıldır okunduğu gibi, istiklal marşında geçtiği gibi okunmasına karşı nasıl bir nefretiniz vardı da, darbenin çetebaşı koltuğu işgal eder etmez 'ezan aslından tekrar ayrılmalıdır' diye açıklama yaptı. O çetebaşının nasıl bir yüzsüzlüğü vardı ki 'menderes ülkeyi Ruslara satmaya kararlı' diye gazetelere beyanat verdi. Nasıl bir utanmazlığınız vardı ki şu insanları şehit ettikten sonra 27 Mayıs'ı hem de Hürriyet ve Anayasa Bayramı olarak bu ülkeye kutlatmaktan zevk aldınız" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de hala aynı yalanları söyleyen bir zihniyet olduğunu söyleyen Soylu, "Acaba büyüttüğünüz bu kinleri ve yalanları ilk günkü tazeliğiyle içinizde nasıl diri tuttunuz da nasıl sizden sonrakilere aktardınız da bugün aynı nefreti, bugün aynı yalanları sadece rakamları ve isimleri değiştirip milletin adamlarına bugünkü Cumhurbaşkanımıza atmaktan geri durmuyorsunuz. Bugün hala bir siyasetçi utanmadan 'her gün bir arkadaşı kıyma makinesine atıyorlar' diye ifade kullanabiliyor ve aklı sıra gönderme yapabiliyor. Bugün hala ayın yalanlar ülkeyi 17-25 Aralık'a taşıdılar. 15 Temmuz'da aynı heyecanı yaşayıp tankları alkışladılar.
1960'a Türkiye'yi getiren olayları daha sonra dönemin aktörleri 'biz tezgahladık' diye böbürlene böbürlene anlattı. Kitaplar kendi hatıratları orada. Nasıl tezgahladınız da o 60 yıl önce Menderes ve arkadaşlarına yaptıklarını, bugün Erdoğan ve arkadaşlarına yapmak için gün sayıyorlar. Şu arkamızda yatanlar bu iftiralara bu ihanetlere karşı nasıl dik durmuşlarsa, bize her gün parmak sallayanlara söylemek isteriz ki bizler de aynı şekilde aynı yoldan sonunu düşünmeden yürümeye hazırız. İdam sehpasında Kur-an okuyan hocanın iki yerde hatasını düzelten Fatin Rüştü Zorlu gibi aynı iman ve kararlılıkla bu yolda sonuna kadar yürümeye hazırız" diye konuştu.