İdrar kaçırma (enkontinans) hayatı nasıl kısıtlıyor?
İdrar kaçırma (Enkontinans) her yaşta ortaya çıkabilmekle birlikte, çoğunlukla çocukluk yaşlarında uykuda ıslatma, ileri yaşlardaki bayanlarda kontrol edilemeyen idrar kaçırmaları ve daha seyrek olarak da erkeklerde prostat ameliyatlarından sonra görülebilmektedir. Hangi yaşta ortaya çıkarsa çıksın toplumumuz bu tip yakınmaları genellikle gizlemeye ve meseleyi kendi halletmeye çalışma eğilimindedir. Hele çocuklarda gece ıslatmaları, zaman içinde geçeceği düşünülen tedaviye lüzum duyulmayan bir sorun olarak algılanabilir. Bayanlarda ise özellikle doğum sayısı ile doğru orantılı olarak ve menopoza girilmesiyle ortaya çıkan hormonal değişiklikler sonucunda öksürük, kahkaha, ayağa kalkma anında idrar kaçırma ve/veya idrar hissinin gelmesiyle yetiştirememe tarzında idrar kaçırma yakınmaları sıkça ortaya çıkabilmektedir. Bu durumda da bayanlar sıkıntıyı yaşın getirdiği doğal bir netice olarak kabullenebilmektedir. Nadiren de olsa her tür prostat ameliyatı sonrasında erkeklerde benzer tarzda idrar kaçırma yakınmaları olabilmektetedir.
İdrar kesesinin (mesane) aslında bir idrar depolama (rezervuar) görevi ve kişi karar verdiğinde idrar boşaltma (motor) olarak iki görevi vardır. Belki de günlük hayatımızıda bu iki görevini de doğru yaptığında kıymetini hiç fark edemediğimiz mesanemiz, işlevinde bir sorun çıktığında çok can sıkıcı olabilmektedir. Unutmayalım ki, mesanemizin biz farkında olmadan böbreklerden aralıksız gelen idrarı sorunsuz depolayabilmesi, biz karar verdiğimizde ise idrarımızı rahatça boşaltabilmemiz gerçekten çok konforludur...
Her ne yaşta ve her ne tarzda ortaya çıkarsa çıksın, enkontinans sosyal ve günlük hayatta kabullenilmesi ve sürdürülebilmesi hayli zor ve hayatımızı gerçekten kısıtlayıcı bir sıkıntıdır. Bazen bu sıkıntıdan dolayı içtiği su ve sıvıyı ileri derecede azaltan kişilerle de karşılaşabilmekteyim. Sevgili okurlar bu noktada ''aman'' böyle bir tedbire başvurmayın derim. Zira bu davranış çözüm değil, dokularınızı ve böbreklerinizi susuz bırakmanız ve daha büyük sağlık sorunlarına yol açmanız anlamına gelir.
Enkontinans Tipleri Nelerdir?
Total enkontinans; mesanenin hiçbir şekilde idrar depolayamaması, böbreklerden mesaneye akan tüm idrar tamamen dışarı bırakılmasıdır. Kişi bunun genellikle farkındadır veya ileri yaştaki kişiler farkında dahi olmayabilir. Bazen nörolojik hastalıklar, bazen de ameliyatlar sonrasında ortaya çıkabilir.
Enkontinans temel olarak dört tipte tanımlanabilir'
Sıkışma (aciliyet veya yetiştirememe) enkontinansı; kişinin idrarı olduğunu fark ettiği anda idrarını bekletememe ve erteleyememesi sonucu idrarını kaçırmasıdır. Kişi sıkıntının fazlasıyla farkında olup, belirgin düzeyde eziyet çekmektedir. Çünkü mesanenin doluluk algılaması ve hassasiyeti olması gerekenden hayli fazladır.Bu tip idrar kaçırma enfeksiyonlar, taşlar, idrar yolu tüberkülozu veya mesane tümörlerinde karşımıza çıkmaktadır. Bu sıkıntıyı yaşayan insanlar bulundukları her ortamda önce tuvaletin yerini öğrenme çabasındadırlar.
Stres enkontinans; karın içi basıncın artışı sonucu (ıkınma, öksürme, gülme, kahkaha atma, yüksek sesle konuşma, ayağa kalkma) damlalar halinde veya daha fazla idrar kaçırmadır. Kişi genelde farkındadır. Bu sorunu olan kişilerin tedbirli davrandıklarını, her zaman alt beziyle ve yedek bezlerle dolaştıklarına şahit olmaktayım.
Taşma enkontinansı; her yaştaki idrar yolu darlıkları veya ileri yaşlardaki prostata bağlı tıkanıklar sonucu boşaltılamayan idrar torbasındaki basıncın artmasıyla taşan idrarın kaçmasıdır. İdrar kanalında darlığı olan gençlerde de görülebileceği gibi prostat hastalıklarında da karşımıza çıkabilir. Nörolojik hastalıklar da nedenleri arasındadır.
Enüresis Nokturna ise; kişinin uykuda idrarını bırakmasıdır. Genellikle kişinin uykuda bezden kurtulamaması anlamındadır. Bu dört tip inkontinansı da ayrı ayrı nedenleri ve mümkün olabilecek çözümleriyle ilerki yazılarımızda sohbet konusu yapabiliriz.
Tüm bu kaçırma tarzlarının içinde en çok saklanılan hekime başvurmaya çekinilen tarz orta ve üstü yaş bayanlarda gözlenen stress enkontinanstır. Zira bu tip idrar kaçırma; yaşanan doğumların, geçirilen müdahalelerin ve menopoz dönemine girilmesiyle ortaya çıkan hormonal değişikliklerin neticesinde kadındaki anatomik yapının değişmesi sonucudur. Bu adlandırma kişinin psikolojik strese girmesiyle bağlantılı olduğunu çağrıştırsa da kesinlikle böyle bir nedeni yoktur tabii ki. Genellikle kişiyi “bezlenmeye” zorunlu kılar, evden çıkmaya, ziyaretlere katılmaya engel olur. Bu tip hastalarda idrar kaçmasını engelleyen adalelerin (sfinkter) zayıflaması ve pelvis adalelerinin zayıflaması sonucunda idrar torbasının aşağı ve dışarı doğru yönelmesi, idrar kaçırmaya yol açmaktadır.
Toplumumuzda hayatın ve ilerleyen yaşın olağan bir getirisi olarak kabul edilebilen idrar kaçırma şikayetlerinin çözümü mümkündür. Kişinin; eve bağlılığı, işten kaçar, sokağa çıkmaktan korkar bir hayat sürmesindense bu işin çözümünün olduğunun bilincinde sağlık kuruluşlarına başvurması teknolojinin bize sunduğu çözümlerdendir. Çekincesiz ve rahat bir yaşam dilerim.
Op. Dr. Arman Çitçi
Üroloji Uzmanı