Emniyet, Zeytinburnu'ndaki torbacıları kıskaca aldı
İstanbul Başakşehir ilçesine bağlı Güvercintepe Mahallesi'nin adı son günlerde bonzaiyle gündeme geliyor. Son bir yılda semtteki üç genç hayatını bonzai yüzünden kaybetti. Son kayıp ise cumartesi günü askerden izne gelen 20 yaşındaki Volkan Şenyurt oldu.
Şenyurt'un ölümüyle isyan eden, yürüyüş yapıp, uyuşturucu çetelerine karşı ayaklanan Başakşehir'deki Güvercintepe Mahallesi'ndeyiz. İlk göze çarpan derin bir yoksulluk. Bitişik nizamda, boyaları dökülmüş evler, çöp yığınlarının arasında oyun oynayan çocuklar. Gebze'de 'Bonzai Mahallesi' adıyla anılan mahallenin bölgeye en benzer tarafı bir Anadolu mozaiği olması; Bitlis'ten, Mardin'den, Giresun'dan, Ordu'dan, Sivas'tan gelen aileler bir arada yaşıyor.
Mahallelinin anlattıklarına göre, yaklaşık iki yıl önce Kanal İstanbul projesinin açıklanmasıyla semtte bir hareketlenme yaşanmış. Daha önce de uyuşturucu satışı yapıldığını duyduklarını söyleyen mahalleli, son dönemde uyuşturucu satıcılarının daha görünür olduğunu ve mahalleliyi yıldırıp evlerini, dükkanlarını ucuza satın almanın peşinde olduklarını öne sürüyor.
Sokaklarda çocuklara torbacılık yaptırdıkları belirtilen satıcılar okul çevrelerini de mesken tutmuş. Bu okullardan en çok göze çarpanıysa Başakşehir Ticaret Meslek Lisesi. Bir zamanlar lisenin bahçesi olarak kullanılan, ardından halı saha olarak hizmet veren, bir süre önce de yıkılan ve okulun bitişiğinde bulunan alan, artık uyuşturucu satıcılarının uğrak yeri. Alanın her tarafı bonzai içiminde kullanılan pet şişeler, eroin enjekte edilen şırıngalar, zehir sarılarak içilmiş sigara izmaritleriyle dolu.
Özellikle geceleri uyuşturucu bağımlılılarının mekanı haline gelen bu alanı mahalle sakinleri görmezden gelmiş, ta ki geçen cumartesi günü Volkan Şenyurt adlı gencin ölmesine kadar...
"KIZLAR DA BONZAİ KULLANIYOR"
Şenyurt, Ankara'daki usta birliğine teslim olmasının üzerinden on gün geçmeden ailesiyle yaşadığı Güvercintepe Mahallesi'ndeki evine dönmüştü. 'Hava değişimine geldim' diyen Şenyurt'in cesedi geçen cumartesi sabahı evine 100 metre mesafedeki 'Cuma Son Evler' denen ormanlık alanda bulundu.
Şenyurt'un Al Jazeera'ye konuşan halası Lale Şenyurt ve komşuları, uyuşturucu satıcıları yüzünden çocuklarını sokağa çıkaramadıklarını söylüyor. Mahalleliler sadece erkek değil, kız çocuklarının da bonzai batağında olduğunu belirtti. Şenyurt şunları söyledi:
"Biz evladımızdan olduk; acımız büyük, şaşırdık. Kavgası, gürültüsü olmayan, sakin bir çocuktu yani. Askerden önce bir reklam şirketinde çalışıyordu. Bir ağabeyi, bir de kız kardeşi var. Babası pencere doğrama ustasıdır. Hiç farkına varamadık, sigara içiyordu ama hepimizin çocuğu içiyor. Zaten yetim büyüdük, biz yaralıydık, o hep yaralı. Sözün bittiği yerdeyiz."
Lale Şenyurt'un, yeğeni Volkan Şenyurt'un cesedinin bulunduğu yeri gösterirken gözleri doldu. Fotoğraf: Murat Eğilmez / AJT
POLİS OKUL ÖNÜNE KAMERA KURSUN
Polisin okul önlerine kamera kurmasını isteyen Şenyurt, "Bizim sahip çıkamadığımız çocuklara devlet nasıl el uzatsın ama en azından polisler takipçi olsun. Okul kapısında görevliler olsun. Biz kullandığını bilsek onu belki kurtarırdık. Nasıl öldü, onu da bilmiyoruz, şaşkınız" dedi.
Şenyurt, yeğeninin arkadaşlarının uyuşturucu çetelerine karşı eylem yaptığını ve bütün torbacıları mahalleden çıkarana kadar bu eylemlerini sürdüreceklerini de söyledi. Volkan'ı bir süre yanında çalıştırdığını vurgulayan H.A. şunları anlattı:
"Volkan Son iki yıldır başlamıştı. Zaten iki yıldır yaygın olmaya başladı semtimizde. O ortamdan uzak tutmaya çalıştık ama olmadı. Burada resmen içmeyeni ayıplayacak duruma gelmişiz, yani herkes içiyor. Polisin dediği, askerden kaçmış. Ailesine 'kendim geldim' demiş. Kaçtı mı, kendi mi geldi? Sonuçta ihmalkarlık var. Askeriyenin de, polisin de. Çocuğun hayatına mal oldu. Dün 17 yaşında bir genç hastaneden çıktı, iki gündür komadaydı. Sık gezerseniz akşam saatlerinde kaldırımlarda düşenleri görürsünüz. Hiçbirinin yaşı da 20'yi geçkin değildir."
EYLEM YAPTIK,KURŞUN SIKTILAR
Mahallede uyuşturucu satışının da yaygın olduğunu kaydeden H.A., "Bir sürü mekan var; esnaf adı altında uyuşturucu satıyorlar. Polisle konuşuyoruz, 'Yeteri kadar yetki yok' diyorlar, 'Gençlerin sicili bozulmasın' diyorlar şeklinde konuştu. Tüm mahallelinin bir araya gelerek, seslerini duyurmak için eylem yaptıklarını da belirten H.A. şunları söyledi:
"Uyuşturucu satanlar, eylem yapan halkın üzerine ateş açtı. Havaya sıktıkları için yaralanan olmadı, o sırada polisler de vardı yanımızda. O günden beri somut bir şey yok, yakalanan bir kişi yok. Silah sıkılan yerde MOBESE kameraları olduğu halde, polisler isimlerini bildikleri halde yakalanan yok. Ardından bir eylem daha yaptık. Bu işi yapanların mekanlarının önünde durup slogan attık, karakolu göreve çağırdık. Hepimiz uyuşturucuya karşı ayaklandık. Ancak dönüşte birkaç kişi siyasi slogan atınca, bazı legal olmayan şeyler yakalanınca biz bu işten vazgeçtik."
EVLADIMIN GELECEĞİNDEN KORKUYORUM
"Buradaki çetelerden korkmuyor musunuz?" sorumuza H.A. şu karşılığı verdi: "Ölümden korkmuyorum açıkçası. Ama benim iki yaşında bir evladım var, onun geleceğinden korkuyorum. Ne yaparlarsa yapsınlar ama benim çocuğumun geleceğini karartmasınlar, burası temiz olsun."
Bu mahallenin en kötü halini gördüklerini, şimdiyse yavaş yavaş mülklerin prim kazandığını belirten H.A., "Bir Kanal İstanbul adı geçiyor diye burası uyuşturucuya boğuldu. Bugün polis bir genç için 'Sicili bozulmasın diye ben onları almıyorum' diyorsa bunda büyük bir rant vardır. Bilinçli olarak bu uyuşturucu çetelerinin üzerine gidilmediğini düşünüyoruz. Buradaki insanların gayrimenkullerinin değerini sıfırlayıp kaçırtmak, buraları bedavaya kapatmak isteyenler var" dedi.
"OKULUN BİTİŞİĞİNDE UYUŞTURUCU ARTIKLARI"
Uyuşturucu çetelerinin, uyuşturucu satıcılarının semtteki okulların önünde cirit attığını söyleyen H.A., bonzai koması sonucu yaşamını yitiren Şenyurt'un cesedinin bulunduğu yere sadece 200 metre mesafedeki Başakşehir Ticaret Meslek Lisesi'ni örnek verdi.
Al Jazeera muhabirine lisenin hemen yanı başındaki yıkıntıların uyuşturucu çöplüğüne döndüğünü gösteren H.A., "Burası okul; bir yanı karakol, bir yanı Başakşehir Semt Polikliniği. İşte burası okula ait bir halı sahaydı, yıkıldı. Tekrardan bir okul açılacaktı ama olmadı. Burası bunların mekanı oldu. Burada eroin içilmiş, eroin malzemeleri var. Daha kova temiz. Her şeye rağmen dün gece burada pet şişelerle kova yapılmış, bonzai içilmiş. Mekan onların mekanları" diye konuştu.
Bu hali ilk gördüğünde çok kızdığını ve derhal okul müdürünün yanına gittiğini belirten H.A., "Okul müdürünün burayla ilgili 'Bu yıkıntı kalksın, burası temizlensin' diye 84 tane dilekçe verdiğini görünce ne diyeceğimi şaşırdım. Çıkarıp dilekçeleri gösterdi bana. O adam da ne yapsın" dedi.
MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ : GEREĞİNİ YAPARIZ
Okulun durumuyla ilgili telefonla ulaşıp soru yönelttiğimiz İstanbul Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, "Notumu aldım, derhal sordurup gereğini yapacağım. Okul müdürünün dilekçeyle başvurması normal. Konuyla ilgili ne yapıldı, ne yapılacak, hangi aşamada; bunu derhal öğrenip üzerine gideceğiz" dedi. Yıldız, Al Jazeera muhabirinin, "İstanbul'da başka okullarda durum nedir? Daha kaç okul bu durumda? Bu durumlardaki okullarla ilgili ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?" soruları üzerine şöyle konuştu:
"Öncelikle konu abartıldığı kadar korkutucu boyutlarda değil. Biz emniyetle, sivil toplum kuruluşlarıyla ve diğer unsurlarla ortaklaşa hareket ediyor, tüm okullarımızla ilgili çalışmalar yapıyoruz. Tedbirler alıyoruz. Ancak tabii bir kişi bile bizim için çok önemli. Bir kişinin kaybı bile bizim için derin yara açar."
EMNİYET: HEDEFİMİZ BATAKLIĞI KURUTMAK
İstanbul Narkotik Şube Müdür Yardımcısı Serdar Çelebi özellikle Zeytinburnu, Fatih ve Beyoğlu civarında uyuşturucu satıcılarına yönelik mercek altına aldıkları bölgeler olduğunu vurgulayarak, "Bizim nihai hedefimiz bataklığı kurutmak. Yakalanıp serbest bırakılan torbacılar değil, satıcıları, uyuşturucunun ülkemize nasıl sokulduğunu tespit etmeye yönelik çalışmalarımız yoğunlukta" diye konuştu.